10. Ceza Dairesi 2014/3400 E. , 2014/4824 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 10 - 2013/278950
Mahkeme : İSTANBUL 12. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi- Numarası : 09.05.2013 – 2011/119 esas ve 2013/115 karar
Suçlar : a) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma (tüm sanıklar hakkında)
b) Suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma (tüm sanıklar hakkında)
Temyiz incelemesi, müdafilerinin isteği üzerine sanıklar Şahin, Fehmi, Hıdır, Turgut, Bülent ve Raif hakkında duruşmalı, yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen müdafii duruşmaya gelmeyen sanık Kadri hakkında ise duruşmasız olarak yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) Sanıklar Ş.. G.., F.. Y.., H.. M.., T. A., B.. G.. ve R.. Ö.. hakkındaki hükümlerin incelenmesi:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 02.10.2012 tarihli ve 2012/472-1798 sayılı kararı ile bu kararda belirtilen diğer kararlarına göre; Yargıtay"ın bozma ilamına uyulmasına ilişkin kararlar ara kararı niteliğinde değildir. Bozmaya uyulduğunda, bozma kararı gereğince işlem yapılması zorunludur. Sonradan, uyma kararının bir kısmından veya tamamından açıkça ya da üstü örtülü olarak geri dönülmesine olanak yoktur.
Somut olayla ilgili olarak, 12.12.2011 tarihli oturumda Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek Almanya ve Belçika yetkili makamlarından ilgili karar ve belgelerin istenmesi için adlî yardım talebinde bulunulmasına rağmen, 09.05.2013 tarihli son oturumda bu karardan vazgeçilerek önceki gibi mahkûmiyet hükmü kurulması doğru değildir.
Açıklanan durumlar ve uyulmasına karar verilen Dairemizin 15.04.2011 tarihli 2010/52594 esas ve 2011/3970 karar sayılı bozma ilamı gereğince;
1- Almanya Aachen Bölge Mahkemesi"nin 68 Kls/901 Js 449/07- 30/07 sayılı kararının ve bu kararla ilgili dosyadaki delillerin onaylı örneklerinin,
2- Aynı olayla ilgili olarak Belçika yetkili makamlarınca yapılan soruşturmayla ve dava açılmış ise davayla ilgili karar ve belgelerin onaylı örneklerinin
Diplomatik yoldan istenerek getirtilmesi, daha sonra tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukukî durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereği yerine getirilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması
Yasaya aykırı, sanıkların müdafileri ile sanıklar Şahin, Bülent, Hıdır ve Turgut"un temyiz itirazlarının, sanıklar müdafilerinin duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan resen de temyize tabi olan hükümlerin BOZULMASINA, tutuklama koşullarında değişiklik olmaması ve tutuklama tarihine göre sanıklar Şahin, Bülent, Fehmi, Hıdır ve Turgut hakkındaki salıverilme isteklerinin reddine,
B) Sanık K.. T.. hakkındaki hükümlerin incelenmesi:
Mevcut delillerle, diğer sanıklar hakkındaki bozma nedenleri uyarınca toplanacak delillerin birlikte tartışılmasından sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması
Bozmayı gerektirmiş, sanık Kadri"nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan resen de temyize tabi olan hükümlerin BOZULMASINA, tutuklama koşullarında değişiklik olmaması ve tutuklama tarihine göre sanık hakkındaki salıverilme isteğinin reddine,
Bozma ve sanık Kadri"nin salıverilme talebinin reddi yönünden oybirliğiyle, diğer sanıkların salıverilme taleplerinin reddi konusunda ise Başkan ve karşı oyu ve oyçokluğuyla 19.06.2014 tarihinde karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI: 19.06.2014 tarihinde saat 10.50"de verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı R. D."ın katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar Ş.. G.. ve B.. G.. müdafii Avukat Yüksel Ilgın, sanık F.. Y.. müdafii Avukat S. K.t B., sanık H.. M.. müdafii Avukat Y. B., sanık T.. A.. müdafii Avukat İ. K., sanık R.. Ö.. müdafii Avukat Hami Kormazlı"nın yüzlerine karşı 19.06.2014 tarihinde yöntemine uygun biçimde, açık olarak okunup anlatıldı.
KARŞI OY GEREKÇESİ
(Sanıklar Şahin, Fehmi, Hıdır, Turgut ve Bülent"in salıverilmeleri gerektiğine ilişkin)
1- Avrupa İnsan Haklarını ve Temel Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi (AİHS)"nin başlangıç bölümü ve 53. maddesi hükümlerine göre;
a) AİHS insan haklarını ve temel özgürlükleri asgari ölçüde koruyan bir sözleşmedir. Zamanla koruma sınırlarının genişletilmesi amaçlanmıştır.
b) AİHS"ye taraf olan devletler, iç hukuklarında insan haklarını ve temel özgürlükleri daha fazla koruyacak düzenlemeler yapabilirler veya bu konuda başka bir sözleşmeyi kabul edebilirler. AİHS"nin hiçbir hükmü, bu nitelikteki düzenlemelere aykırı düşecek şekilde yorumlanamaz. Başka bir anlatımla, AİHS"ye taraf olan devletlerin, iç hukuklarında veya kabul ettikleri başka bir sözleşmede yer alan insan haklarını ve temel özgürlükleri daha fazla koruyan hükümlerin, AİHS"ye aykırılığı ileri sürülemez.
2- AİHS"nin 5. maddesine göre, tutuklu bulunan herkesin, makûl bir süre içinde serbest bırakılmaya hakkı vardır. Tutukluluk, makûl süreden fazla olamaz.
3- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, AİHS"nin 5. maddesindeki tutuklulukta geçecek “makûl süre” kavramını yorumlarken, bu sürenin ilk derece mahkemesinin mahkûmiyet hükmünden sonraki aşamayı kapsamadığını kabul etmiştir. Ancak AİHS"nin başlangıç bölümü ile 53. maddesine göre, sözleşmeye taraf olan devletler kendi yasalarında sanığın özgürlüğünü daha fazla koruyucu hükümlere yer verebilirler. Bu nitelikteki hükümlerin AİHS"ye aykırılığı ileri sürülemez.
4- CMK"nın 2, 102 ve 104. maddeleri ile CGTİHK"nın 4. maddesine göre;
a) İddianamenin kabulünden, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre, kovuşturma evresidir.
b) Suç şüphesi altında bulunan kişinin, iddianamenin kabulünden, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evredeki sıfatı sanıktır.
c) Sanığın, hakkındaki mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden, hükmün infaz edildiği tarihe kadar geçen evredeki sıfatı ise hükümlüdür.
d) CMK"nın 102. maddesinde düzenlenen azami tutukluluk sürelerine, hükmün kesinleşmesine kadar geçen süreler de dahildir.
5- Diğer yandan, aynı dava içinde birden fazla suç nedeniyle tutuklama kararı verilmiş olması durumunda da, tutuklamayla ilgili azami süre bir kez uygulanır. (Anayasa Mahkemesi"nin 21.11.2013 tarihli 2012/1303 Bireysel Numaralı, 02.07.2013 tarihli 2012/1137 Bireysel Numaralı ve 03.04.2014 tarihli 2013/2056 Bireysel Numaralı kararları da bu doğrultudadır)
6- Somut olayda, sanıklar Şahin ve Fehmi 06.02.2007 tarihinde, sanıklar Hıdır ve Turgut 07.02.2007 tarihinde, sanık Bülent ise 20.02.2007 tarihinde "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan gözaltına alınıp tutuklanmışlardır. Tutukluluk durumları devam etmekte iken bu sanıklar 02.04.2013 tarihinde aynı dava kapsamındaki "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçundan da tutuklanmışlardır. 12.04.2013 tarihinde sanıkların "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan salıverilmelerine karar verilmiş, ancak "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçundan tutukluluk durumları sürdürülmüştür. Sanıklar halen bu suçtan tutuklu bulunmaktadırlar.
Temyiz aşaması dahil edilmese bile, sanıkların ilk derece mahkemesindeki yargılama aşamasında geçen tutukluluk süreleri 5 yıllık azami süreyi çoktan aşmıştır.
7- Azami tutukluluk süreleri dolmuş olan sanıkların salıverilmeleri gerektiği kanısını taşıdığımızdan, çoğunluğun aksi görüşüne katılmıyoruz. 19.06.2014