19. Hukuk Dairesi 2014/2277 E. , 2014/4625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2012
NUMARASI : 2012/47-2012/436
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalının banka hesabına 13/08/2010 tarihinde 80.000,00 USD ve 18/08/2010 tarihinde 40.000,00 USD havale yaptığını, havalelerin ""İran"a yapılan tavuk satın alma bedeli"" açıklaması ile yapıldığını, ancak karşılığında müvekkiline tavuk teslim edilmediği gibi paranın da iade edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, davalının itiraz dilekçesinde bu havaleleri İran"da yerleşik ve ticari ilişki içinde olduğu dava dışı S.. G.. şirketi hesabına alacak kaydettiğini belirttiğini, oysa müvekkilinin bu yönde bir talimatı veya taraflar arasında yapılan sözleşme olmadığını, müvekkilinin ortağı olduğu dava dışı D..Uluslararası Taşımacılık Şirketi ile S.. G.. Şirketi arasında sözleşme imzalanmadığını, davalı ile S.. G.. arasında imzalanan sözleşmenin müvekkilini bağlamadığını belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında bir alım-satım sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen paranın, İran"a piliç eti satım sözleşmesi olan ve davacının elemanı olduğu dava dışı S.. G..Şirketi hesabına alacak kaydedildiğini ve piliç etlerinin İran"a gönderilip teslim edildiğini, davacının yetkilisi olduğu dava dışı D.. Uluslararası Taşımacılık Şirketi"nin S.. G.. Şirketi"nin Türkiye"den tavuk eti satın alınması, İran"a ithal edilmesi ve İran pazarında satılması konusunda imzalanan sözleşme gereği ortağı olduğunu, sözleşmede şirket müdürü olarak görülen şahsın davacının eşi olduğunu, havalelere konu paranın da Sobhan Gostar Şirketi"ne ait olduğunu, onun adına müvekkil şirkete mal bedeli olarak gönderildiğini, müvekkilinin borcunun olmadığını, ayrıca davacının İran"a piliç eti ithal etme yetkisi veya izni bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; tarafların ortak tanığının beyanında S.. G.. Şirketi ile davalı arasında yapılan anlaşmada kendisinin Sobhan Gostar"ın temsilcisi olduğunu, S.. G.. isimli şahsın ödemenin davacının eşi tarafından yapılacağını belirttiğini, paranın gönderilmesi üzerine kesim işlemlerine başlandığını, İran"a tavuk eti ithalatı konusunda S.. G.. Şirketi"nin izni olduğunu, o tarihte S.. G.. Şirketi"nin bankada hesap açma izni bulunmadığından para işinin davacının eşi tarafından gerçekleştirildiğini, o tarihte davacının ithalat ve ihracat izni olmadığını beyan ettiği, tanığın beyanları, taraflar arasında akdedilen bir sözleşme olmaması, davacının tavuk eti ithal ve ihraç etme konusunda yetkisi bulunduğunu ispat edememesi, S.. G.. Şirketi ile davacının eşinin ortağı olduğu D.. Uluslararası Taşımacılık Şirketi arasındaki ticari bağlantılar nazara alındığında davalının savunmasında haklı olduğu kanaatine varıldığı, davacının kendi adına ithalat ya da ihracat izni olmadan ne maksatla mal aldığını yeterince açıklayamadığı, replik dilekçesi ile dava dilekçesinin örtüşmediği, davacının D..Uluslararası Taşımacılık Şirketi adına hareket etmiş olsa bile alacaklı olduğunu ileri sürdüğü, buna karşılık davacının İran"daki serbest bölgelere yaptığı ihracata ilişkin bir belge de sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıdan alacağı mallara karşılık davalıya iki adet banka dekontu ile avans olarak para gönderdiğini ancak davalının mal teslim etmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının talimatı üzerine malları dava dışı S.. G.. Şirketi"ne gönderdiğini ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Bu durumda somut olayda ispat külfeti davalı tarafta olup davalı davacının gönderdiği avanslar karşılığında davacının talimatı ile dava dışı S.. G.. Şirketi"ne mal gönderdiğini usulen kanıtlamakla yükümlüdür. Tarafların müşterek tanığı olarak dinlenen Seyid Hüseyin Rızavi"nin beyanları davalının bu yöndeki savunmasını kanıtlamaya elverişli değildir. O halde mahkemece davalıya savunmasını kanıtlamaya elverişli delilleri varsa bu delilleri sunma olanağı tanınıp deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.