3. Hukuk Dairesi 2017/12648 E. , 2017/8566 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin bbbbbdeki taşınmazı satın aldığını, taşınmazın satın alındığında 25729 nolu abonelik sözleşmesinin olduğunu ve 01/06/2014 tarihinde abonmanlık sözleşmesini kendi üzerine alarak kiraya verdiğini, davalı tarafından yapılan denetimler neticesinde kaçak tutanağının tanzim olunduğunu ve toplam 16.274,17 TL alacak için icra takibi yapıldığını; yapılan bu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline; ayrıca müvekkili adına kayıtlı 3274999 nolu mesken aboneliğine ilişkin elektriğin kesilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, davalı aleyhine %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacının tüketici olmaması iş yeri sahibi olması ve ticari işletme ile ilgili olan uyuşmazlıklarda genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.,
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 25729 nolu işyeri aboneliğinde kaçak elektrik kullanıldığından bahisle davalı idarece tahakkuk edilen faturadan davacının sorumlu olup olmadığı; yine bu aboneliğin borcundan dolayı davacı adına kayıtlı olan 3274999 nolu mesken aboneliğine ilişkin elektriğin kesilip kesilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel
kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Yine, eldeki dava 6102 sayılı TTK"nın 4. ve 5. maddelerinin yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır. Anılan Yasanın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiş; müteakip 5. maddesinde ise, “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılır... Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davalı elektrik idaresi tarafından, Kanguru Gıda Turizm Danışmanlık ve Tic. Ltd. Şti adına (kiracı) olan 25729 nolu ticarethane-büro-yazıhane elektrik aboneliği için kaçak tutanağı tanzim olunduğu, bu kaçak tutanağına istinaden davacı adına (taşınmaz maliki) fatura tahakkuk edildiği, bu elektrik borcunun ödenmemesi üzerine davacı aleyhine Bakırköy 9. İcra Müdürlüğü"nün 2009/6547 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığı ayrıca bu borca istinaden davacı adına olan 3274999 nolu mesken aboneliğinin elektriğinin kesileceği yönünde bildirimde bulunulması üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre; davaya konu aboneliklerden 25729 nolu abonelik kaçak tutanağının tanzim olunduğu dönemde Kanguru Gıda Turizm Danışmanlık ve Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı ticarethane aboneliği olduğundan, bu aboneliğe ilişkin uyuşmazlık ticari mahiyette olup, davanın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içerisindedir.
Davaya konu aboneliklerden 3274999 nolu abonelik ise, davacı adına kayıtlı mesken aboneliğine ilişkin olup, davacı yukarıda anılan 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici sıfatını taşıdığından, olayda 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, bu abonelik yönünden davanın çözümü Tüketici Mahkemesinin görevi içerisindedir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili konularda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Hal böyle olunca, mahkemece; 25729 nolu abonelik yönünden uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi, 3274999 nolu abonelik yönünden ise; uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, davaya Tüketici Mahkemesi olarak bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde her iki abonelik yönünden Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.