Davacı, 9523433 sigorta sicil numarası ile geçen sigortalı hizmetin kendisine aidiyetinin tespitiyle, bu hizmetin 11060056 sigorta sicil numaralı hizmetleri ile birleştirilmesini istemiştir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir.
Bu tür davalarda gösterilmesi gereken özen gereğince sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için Sosyal Sigortalar Kurumunda ve işveren yanında bulunan prim bordroları ile davacının imza ve fotoğraflarını içeren işe giriş bildirgeleri, ücret tediye bordroları getirtilerek imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı konusunda benzerlik incelemesi yaptırılmalı, davacıya yakından tanıması gereken işveren, müdür, şef, ustabaşı, çalışma arkadaşları gibi işyerleri kayıtlarında yer alan tanıklar dinlenmeli, nüfus kaydı celbedilip giriş bildirgelerindeki nüfus bilgileri ile karşılaştırılmalı, farklılıkların sebepleri araştırılmalı, deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden 2.5.1978 tarihli işe giriş bildirgesi ile E. A. işyerinden Ş oğlu, 1960 H doğumlu, H İlçesi nüfusuna kayıtlı R. C."ın, 17.3.1979 tarihli bildirge ile E. A. işyerinden Ş oğlu, 1960 H doğumlu, H ilçesi nüfusunda kayıtlı R. C."ın, 25.8.1980 tarihli işe giriş bildirgesi ile de G İ. taşeronu E.A. işyerinden ölü Ş oğlu, 1962 H. doğumlu, H. ilçesi Cilt no 22/05, Hane no 164, Sayfa no 21 de nüfusa kayıtlı R. C."ın işe girişi ve çalışmalarının bildirildiği, davacının ise H."dan olma Ş. oğlu, 3.8.1962 H. doğumlu, Ş. ili H. ilçesi, U. Köyü Cilt no 22, Hane no 164"de nüfusa kayıtlı R. C. olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği, 2.5.1978, 17.3.1979 ve 25.8.1980 tarihli işe giriş bildirgeleri ile, nüfus kütük bilgilerinde yanlışlık olmayan 1.9.1985, 1.10.1986, 1.9.1989, 1.3.1991, 5.1.2001, ve 25.3.2002 tarihli işe giriş bildirgelerindeki imzaların karşılaştırılmadığı yine davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden veya aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerin tanık olarak dinlenmediği görülmektedir. 2.5.1978, 17.3.1979 ve 25.8.1980 tarihli işe giriş bildirgelerindeki imza incelemesi yaptırılmış ise de; alınan bilirkişi raporunda işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacının elinden çıktığı ihtimalli bir şekilde belirtilerek imzanın aidiyeti noktasında kesin bir belirlilik içermediğinden hükme esas alınacak nitelikte değildir. Yine Nüfus Müdürlüğü’nden davacının 1978 ve 1979 tarihli işe giriş bildirgelerinde geçtiği gibi baba adı Şehmus doğum tarihleri de 1960 olan davacıyla aynı isim ve soy isminde başka bir şahsın olup olmadığınında açıkça bildirilmediği de anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; 2.5.1978, 17.3.1979 ve 25.8.1980 tarihli bildirgelerin verildiği işyerlerinin dönem bordrolarını getirtmek varsa o dönemde davacıyla birlikte aynı işyerinde çalışan kişilerin tanık olarak beyanlarına başvurmak, bu işyerlerinin dönem bordroları yok ise o tarihte zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine komşu olan diğer işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacıya ait ve nüfus kütük bilgilerinden baba adı ve doğum tarihleri yanlış olan 2.5.1978 ve 17.3.1979 tarihli işe giriş bildirgeleri ile, nüfus kütük bilgilerinde yanlışlık olmayan işe giriş bildirgelerindeki imzaların karşılaştırılarak aynı el mahsülü olup olmadığı konusunda ayrıca bildirgelerin düzenlendiği tarihte veya tarihlere yakın tarihte davacı tarafından daha önce imzalanmış olabilecek; seçim müdürlüğü, askerlik şubesi başkanlığı, evlendirme dairesi, adliye, banka, elektrik, su, telefon abonelikleri, noterlik gibi kurumların kayıtlarının celbedilerek 2.5.1978, 17.3.1979 ve 25.8.1980 tarihli işe giriş bildirgelerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor almak ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.