Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18965
Karar No: 2016/11423
Karar Tarihi: 26.12.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/18965 Esas 2016/11423 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/18965 E.  ,  2016/11423 K.

    "İçtihat Metni"

    .....
    Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Asıl dava elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleştirilen dava alacak isteklerine ilişkindir.
    Davacı Hazine, maliki olduğu “zindan” vasıflı 736 sayılı parselin 1. derecede arkeolojik sit alanında kaldığını ileri sürerek, davalıların elatmasının önlenmesi ve muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, üzerinde evlerinin bulunduğu taşınmazın dedelerinden kaldığını ve uzun yıllardır zilyetliklerinin süregeldiğini belirterek davanın reddini savunmuşlar, birleştirilen 2010/420 esas sayılı davada ise, muhdesat haklarının 1974 yılında tapulama ile tescil edildiğini, asıl davada yıkım kararı verilmesi halinde muhdesat bedeli olarak 10.000-TL"nin hazineden tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “...Somut olayda, Hazine mülkiyet hakkı sahibi olup, davalıların bu hakka karşı sahip oldukları kişisel haklarıyla karşı koymaları mümkün bulunmadığı gibi, taşınmazın vasfı itibariyle muhtesatın korunması gerekeceği ve taşınmazın kullanımı konusunda da davalılara bir hak bahşetmeyeceği de açıktır. Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir...”gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 575 m2. “zindan” vasıflı taşınmazın 1974 yılında yapılan tapulama işleminde “asarı antika” niteliğinde bulunduğundan bahisle senetsizden Hazine adına 736 parsel olarak tespit edildiği, tutanağının beyanlar hanesine davalılar lehine muhdesat şerhi konulduğu ve tespitin bu şekilde 30.07.1974’de kesinleştiği; taşınmazın .....Koruma Kurulu’nun 2.7.1987 tarihli kararıyla 1. derecede arkeolojik sit alanına alındığı ve 2003 yılında da .... tahsis edildiği görülmektedir.
    Hemen belirmek gerekir ki, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca asıl davadaki elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı-birleşen dosya davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazların yerinde değildir. Reddine.
    ./..







    Taraf vekillerinin birleşen dosya bakımından temyiz itirazlarına gelince;
    1974 yılında yapılan tapulama işlemi sırasında dava konusu zindan vasıflı taşınmaz üzerindeki yapının, tapulama tutanağının beyanlar hanesinde; “üzerindeki ev . ... oğulları .... ve ..."ya aittir” şeklinde davalılar lehine muhtesat şerhinin olduğu, anılan evin uzun süredir davalılar tarafından kullanıldığı anlaşılmakla birlikte, 24.04.2008 tarihli bilirkişi raporunda zindan vasıflı taşınmaz üzerinde zemin katta bulunan taş duvarlı evin 100 yıllık, 16.09.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise 75 yıllık olduğu, her iki raporda da taş duvarlı yapının üstündeki briket yapının ortalama 30 yıllık olduğu saptanmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki; Türk Medeni Kanunu"nun 683. maddesi uyarınca şey üzerinde mülkiyet hakkı sahibi, hukuk düzeninin sınırları içerisinde kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerine sahip olup malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açılabilir.
    Öte yandan; başkasının taşınmazına temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Türk Medeni Kanunu"nun 684. ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapılar üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Bu konumdaki taşınmaz maliki ile muhdesatı yapan kişi arasındaki ilişki Türk Medeni Kanunun 722, 723 ve 724. maddelerinde düzenlenmiştir.
    Türk Medeni Kanunu"nun 722. maddesinde; taşınmaz malikinin rızası olmaksızın yapılmış ve yıkımı aşırı zarar doğurmayan yapının yıkımını isteme hakkı tanınmış, yıkım masrafının yapı malikine ait olacağı hükme bağlanmış, Türk Medeni Kanunu"nun 723/son maddesinde ise “....yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Bir başka ifadeyle; başkasının taşınmazına yapı yapan, ağaç diken malzeme sahibinin iyiniyetini ispat etmesi gerekir. Burada genel kuralın aksine, 14/02/1951 tarih, 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve yerleşik Yargıtay kararları uyarınca, malzeme sahibine iyi niyetli olduğunu ispat yükü getirilmiştir. İyiniyet kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece de re"sen gözönünde tutulmalıdır.
    Somut olay yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; birleştirilen davaya konu taşınmazın kamulaştırılması ile ilgili Mardin Valiliği İdare Kurulunun 05.11.2008 tarih ve 278 sayılı kararı ile kamu yararı kararı alındığı, asıl davada taşınmazın beyanlar hanesindeki yapının yıkılması talep edildiğine göre, taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığı gözetilerek, 2863 sayılı yasanın 15/son maddesi gereğince zemindeki taş duvarlı yapının 2942 sayılı yasanın 11. maddesi gereğince bedeli saptanarak bu bedelin yukarıda belirtilen ilkeler ile birlikte değerlendirilip hüküm altına alınması gerekirken, sonradan ilave edilen yapı bedelleri (briket yapı) ve yıpranma oranını fazla belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir.
    Hâl böyle olunca, zemindeki taş duvar yapıyla ilgili olarak yukarıda belirtilen yasal düzenlenemeler ve saptanan olgular karşısında yeniden bilirkişi incelemesi yapılıp oluşacak sonuca göre birleştirilen davada bedele hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı-birleştirilen dosya davacılarının temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi