Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11583
Karar No: 2013/8808
Karar Tarihi: 14.05.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/11583 Esas 2013/8808 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2012/11583 E.  ,  2013/8808 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 13/05/2009 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 21/10/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 14/05/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    Dava, danışıklı (muvazaalı) olduğu ileri sürülen davalılar arasındaki taşınmaz satış işleminin iptali ile taşınmazın önceki sahibi adına tescili istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
    Davacı, eşi olan davalı ..."ün boşanma davası açmadan 20 gün önce evlilik birliğinin devamı sırasında 26.12.2007 tarihinde edinilen dava konusu 14 nolu dubleks meskeni 19.03.2009 tarihinde mevcut ve gelecekte olası hak ve çıkarlarını karşılıksız bırakmak amacıyla müşterek çocukları diğer davalıya muvazaalı olarak devrettiğini belirterek, satış işleminin iptali ile taşınmazın önceki sahibi olan davalı eşi ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar davacının herhangi bir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
    Yerel mahkemece, davalı ..."ün iptali istenen tasarrufun yapıldığı tarihte 18 yaşında bulunduğu, 18 yaşındaki birisinin dava konusu taşınmazı alabilecek ekonomik birikiminin olması ihtimalinin zayıf olduğu, davalının para ödeyerek aldığı savunmasının bulunmadığı, satış tarihi itibariyle taşınmazın değerinin 230.000.00 TL olarak belirlendiği halde satış bedelinin 120.000.00 TL olmasının davacının muvazaa iddiasını doğruladığı belirtilerek 14 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına yapılan satışın iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt tesciline karar verilmiştir.
    Dava, Borçlar Yasası"nın 18. maddesinde düzenlenmiş bulunan danışık (muvazaa) iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak danışık (muvazaa) nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü danışıklı olan bir hukuki işlem haksız eylem niteliğindedir. Ancak, danışıklı işlem ile hakkın zarar gördüğünün benimsenebilmesi için danışıklı işlemde bulunandan bir alacağın var olması ve bu alacağı ödememek amacıyla danışıklı işlemin yapılması gerekir. Satışın danışıklı olduğu kanıtlanırsa davacı, satışa konu edilen maldan alacağını almak için yararlanabilecektir. Bu tür davalardaki amaç, ödeme günü gelmiş bir alacağı alabilmek için hukuki işlemin alacaklı yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Davacının bu hakkı, mala ilişkin (ayni) değil kişisel bir hak olduğundan kişisel bir sonuç doğurur. Davacının iddiasının kanıtlanması durumunda, iddianın taşınmaza ilişkin olmayıp alacağın alınmasını sağlamaya yönelik bulunduğu gözetilerek, taşınmaz ile ilgili bulunan tapunun iptaline değil, olayda kıyasen uygulanması gereken İcra ve İflas Yasası"nın 283/1. maddesi uyarınca, iptal ve tescile gerek olmaksızın, başka bir olgu veya kararla alacağı kesinleşen davacının, bu kişisel hakkından dolayı taşınmazın haciz ve satışına karar verilebilecektir. Eldeki davanın amacı da budur.
    Somut olayda; Borçlar Yasası"nın 18. maddesinde yer alan danışık (muvazaa) iddiasına dayanan davacının, davalı eşi ile aralarında ... 8. Aile Mahkemesinin 2009/211 E. sayılı boşanma davası ile ... 7. Aile Mahkemesinin 2009/350 E. sayılı mal rejiminin tasfiyesi davası görülmekte ise de; dava ve temyiz inceleme tarihi itibarı davacının davalı eşinden kesinleşmiş bir alacağı yoktur. Bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Davalılar arasında yapılan tasarruf işleminde muvazaa sabittir. Ne var ki; davacının davalı eşinden alacağının bulunduğu kanıtlanmadığı gibi alacağın başka yollardan tahsil etme imkanı olup olmadığı da araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. O halde, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönü gözetmeden verdiği karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davalılar yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/05/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Davacı eşi ... aleyhine mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle alacak davası açmıştır ve dava derdesttir. Yargılama sonunda alacaklı çıkması muhtemel olduğundan eldeki bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Bu durumda İİK 283/1"i kıyas yoluyla uygulamak suretiyle, dava konusu taşınmaz hakkında davacıya haciz ve satış yetkisi tanınması gerekecektir. Bu nedenle, eldeki davanın mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davayı beklemesi gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. 14/05/2013








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi