3. Hukuk Dairesi 2016/1503 E. , 2017/8652 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili; davacılara murislerinden intikal eden prefabrik evin 12/12/2013 günü saat 05:30 sularında elektrik kontağından dolayı meydana gelen yangında yandığını belirterek, bu yangından dolayı uğramış oldukları 25.890,00 TL zararın 10/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak veraset ilamında belirtilen payları oranında davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; şirketin sorumluluk sahasının meskenin kolon kablosu olarak ifade edilen kablonun meskene geldiği son direkteki kablo başlangıcında sona erdiğini, bu sınırdan sonraki tüm arıza, onarım-bakım yükümlülüğü ve sorumluluğun abonelere ait olduğunu, davacı tarafın dayanağı tespitte şirketlerinin kusurlu olduğu yönünde net ve teknik değerlendirmeler yapılmadığını, varsayımlar üzerinden yapılan tespitlerin kabul edilmesinin olanaksız olduğunu, zarar gören eşyalar yönünden yapılan değerlendirmelerin yargılamayı gerektiren fahiş talepler olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, davacı tarafın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.890,00 TL"nin temerrüd tarihi olan 10/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak hisseleri oranında davacılara verilmesine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava; evde çıkan yangın nedeniyle oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan
yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; yangının çıktığı yerin mesken olduğu, ancak yangın tarihi itibariyle davacıların yahut murislerinin elektrik abonesi olup olmadığına dair herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Mahkemelerin görevli olup olmadıklarını, davanın başında kendiliğinden incelemesi ve görevsiz olunduğu kanısına varılması halinde öncelikle görevsizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü, hükmü veren mahkemenin görevsiz olması, mutlak bozma sebebidir.
Hal böyle olunca mahkemece, yangın tarihi itibariyle yangının çıktığı meskende davacıların yahut murislerinin elektrik abonesi olup olmadığı araştırılarak, abone olduğunun belirlenmesi halinde, davaya konu olayın 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığı ve davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.