Davacı  Almanya"daki  ilk işe giriş tarihi sigortalılık  başlangıcı kabul edilerek maluliyet aylığı bağlanması gerekitğinin tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün  davacı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  sonra  düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu,  işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Davacı, Almanya’da geçen 04.05.1970-30.8.1982 tarihleri arasındaki hizmetlerini 3201 sayılı Yasa’ya göre davalı Kuruma borçlanarak 1800 gün karşılığı prim ödediğini, Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümlerine göre Almanya”daki ilk işe giriş tarihi sigortalılık başlangıcı kabul edilerek  maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitini istemiştir.
Mahkemece,davacının sigortalılık başlangıcının borçlanılan süre kadar geriye götürüldüğünde  05.05.2000 tarihi olacağı ve bu durumda  506 sayılı Yasanın 53/B maddesi hükmüne göre ilk defa işe girdiği tarihte malül olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
2.11.1984 tarihinde imzalanan ve 5.12.1984 tarihli 3241 sayılı Kanunla onaylanıp 1.4.1987 tarihinde yürürlüğe giren 30 Nisan 1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik sözleşmesine ek sözleşmenin 29.maddesi 4.bendi "bir kimsenin Türk sigortasına girişten önce bir Alman Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde; Alman Rant Sigortalarına girişi Türk Sigortalarına giriş olarak kabul edilir" kuralını sigortalılık başlangıç tarihi yönünden öngörmüştür.
Anayasamızın 90/son maddesinde öngörüldüğü üzere; yöntemine göre yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir.
HGK.nun 21.3.2001 gün ve   2001/10-232 E, 2001/272 K. sayılı kararı da Alman Rant sigortalarına giriş tarihinin Türk Sigortalarına giriş tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği yönündedir.
Somut olayda da, davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihi 04.05.1970 olarak kabul edilmelidir.Davacının, ilk işe giriş tarihinde malül olduğuna dair belge bulunmadığına göre, maluliyet aylığının bağlanmasına karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı mahkemenin davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.05.2008, gününde oybirliğiyle karar verildi.