Davacı, 4.5.1982-3.12.1984 tarihleri arası zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 04.05.1982-03.12.1984 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 04.05.1982-03.12.1984 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespiti ile davalı Kurum’dan tahsis talebi olmadığından tahsis konusundaki talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının,01.09.1997 tarihinde Kuruma intikal eden Bağ-kur’a giriş bildirgesi ile 20.04.1982 tarihi itibariyle, 17.12.1979-04.05.1982; 03.12.1984-26.10.1989; 25.07.1990-16.11.1992 ve tarihleri arasındaki ve 10.08.1994 tarihinden itibaren devam eden vergi kaydı ile 16.12.1974-01.07.1987; 11.10.1988-17.12.1989 tarihleri arasındaki ve 09.08.1998 tarihinden itibaren devam eden meslek kuruluş kaydına dayanılarak zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık, davalı Kurumun davacıyı, 04.05.1982-03.12.1984 tarihleri arasında vergi kaydı bulunmadığından sigortalılık şartlarını taşımaması nedeniyle sigortalı olarak kabul etmediği bu dönemde Kurumca primlerin tahsil edilmesi ve uzun süre kullanılması halinde davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılmayacağı ve tüm bu durumlar değerlendirilerek yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davacının 04.05.1982-03.12.1984 tarihleri arasında vergi kaydı bulunmasa da, 22.09.2005 tarihli prim ödeme cetveli göz önünde bulundurulduğunda, 09.06.1998 tarihinden itibaren primlerinin, Kurumca tahsil edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak Mahkemece, ödenen primlerin ihtilaflı dönemide kapsayacak şekilde geriye doğru ödenip ödenmediği, ödenmişse uzun yıllar Kurumca kullanılıp kullanılmadığı araştırılmamıştır.
Öte yandan mahkemenin, yaşlılık aylığına ilişkin istemi davacının davalı Kurumdan tahsis talebi olmadığından reddetmesi de doğru görülmemiştir. Sosyal güvenlik hakkının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle Kurum ile davacı arasındaki mevcut uyuşmazlığın sosyal güvenlikle ilgili mevzuat doğrultusunda, dava tarihi itibariyle sonuca bağlanması ve böylece ileride aynı konuda çıkabilecek bir çekişmenin de önüne geçilmesi gerektiği dikkate alınarak davacının yaşlılık aylığı talebi konusunda da, dava tarihi itibariyle yasal koşulların oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekir.
Yapılacak iş, tahsil edilen bu primlerin ihtilaflı dönemi kapsayıp kapsamadığı, kapsıyorsa ne kadarını kapsadığı davalı Kurumdan sorulup saptanmak; bu primler uzun yıllar kullanıldıktan ve davacıya sosyal güvenlik yönünden ümit verildikten sonra, tahsil edilen primlerin kapsadığı dönemdeki sigortalılığın iptal edilmesi Medeni Kanunun 2.maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı ve kazanılmış hakları ortadan kaldırmak anlamına geleceği için, davacının bu dönemde de zorunlu Bağ-kur sigortalısı sayılması ve varılacak sonuca göre davacının dava tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.