Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/14145
Karar No: 2008/7492
Karar Tarihi: 08.05.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/14145 Esas 2008/7492 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/14145 E.  ,  2008/7492 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 20/04/2007
    NUMARASI : 2005/1428-2007/251

    Davacı, 4.5.1982-3.12.1984 tarihleri arası zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığına hak kazandığına  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının 04.05.1982-03.12.1984  tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının  04.05.1982-03.12.1984   tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespiti ile davalı Kurum’dan tahsis talebi olmadığından tahsis konusundaki talebinin reddine karar verilmiştir. 
    Davacının,01.09.1997 tarihinde Kuruma intikal eden Bağ-kur’a giriş bildirgesi ile 20.04.1982 tarihi itibariyle,  17.12.1979-04.05.1982; 03.12.1984-26.10.1989; 25.07.1990-16.11.1992 ve tarihleri arasındaki ve 10.08.1994 tarihinden itibaren devam eden vergi kaydı ile 16.12.1974-01.07.1987; 11.10.1988-17.12.1989 tarihleri arasındaki ve 09.08.1998 tarihinden itibaren devam eden meslek kuruluş kaydına dayanılarak zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği  uyuşmazlık konusu değildir.
    Uyuşmazlık, davalı Kurumun davacıyı, 04.05.1982-03.12.1984  tarihleri arasında    vergi kaydı bulunmadığından sigortalılık şartlarını taşımaması nedeniyle sigortalı olarak kabul etmediği bu dönemde Kurumca primlerin tahsil edilmesi ve uzun süre  kullanılması halinde davacının   zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılmayacağı ve tüm bu durumlar değerlendirilerek yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Davacının 04.05.1982-03.12.1984   tarihleri arasında  vergi kaydı bulunmasa da, 22.09.2005 tarihli prim ödeme cetveli göz önünde bulundurulduğunda, 09.06.1998 tarihinden itibaren primlerinin, Kurumca tahsil edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak Mahkemece, ödenen primlerin ihtilaflı dönemide kapsayacak şekilde geriye doğru ödenip ödenmediği, ödenmişse uzun yıllar Kurumca kullanılıp kullanılmadığı araştırılmamıştır.
    Öte yandan mahkemenin, yaşlılık aylığına ilişkin istemi davacının davalı Kurumdan tahsis talebi  olmadığından reddetmesi  de doğru görülmemiştir. Sosyal güvenlik hakkının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle Kurum ile davacı arasındaki mevcut uyuşmazlığın sosyal güvenlikle ilgili mevzuat doğrultusunda, dava tarihi itibariyle  sonuca bağlanması ve böylece ileride aynı konuda çıkabilecek bir çekişmenin de önüne geçilmesi gerektiği dikkate alınarak davacının yaşlılık aylığı talebi konusunda da, dava tarihi itibariyle yasal  koşulların oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek  gerekir.
    Yapılacak iş, tahsil edilen bu primlerin ihtilaflı dönemi kapsayıp kapsamadığı, kapsıyorsa  ne kadarını  kapsadığı davalı Kurumdan sorulup saptanmak;  bu primler uzun yıllar kullanıldıktan ve  davacıya sosyal güvenlik yönünden ümit verildikten sonra, tahsil edilen primlerin kapsadığı   dönemdeki sigortalılığın iptal edilmesi Medeni Kanunun 2.maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı  ve  kazanılmış hakları ortadan kaldırmak anlamına geleceği için, davacının bu dönemde de zorunlu Bağ-kur sigortalısı sayılması ve varılacak sonuca göre davacının dava tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinden  ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA,  temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,  08.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi