Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/29543
Karar No: 2020/6169
Karar Tarihi: 09.06.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/29543 Esas 2020/6169 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/29543 E.  ,  2020/6169 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 21.10.2002-31.05.2014 tarihleri arasında asıl işveren davalı idareye bağlı ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde değişen alt işveren firmalar nezdinde mutfak görevlisi ve servis elemanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, yıllık iznini kullanmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ve izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: zamanaşımı def’inde bulunduklarını, müvekkili idarenin işveren olmadığını ve bu sebeple kendisine husumet yöneltimeyeceğini, anahtar teslim bir işin olduğunu, dava dışı ihale alan şirketler ile işçiler arasında var olan sözleşmeden doğan alacaklardan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, hastanede vardiyalı çalışma bulunduğundan fazla çalışma iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, iş sözleşmesinin belirliz süreli süreli olduğunu ve ihbar tazminatı talebinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    Anayasa’nın 141. maddesinde vurgulandığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de açıklandığı üzere, mahkeme kararları, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler gösterilerek gerekçeli biçimde yazılmalıdır.
    Öte yandan, mahkeme kararlarındaki gerekçelerin hüküm fıkralarına uygun olması gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.03.1963 gün ve 1963/4-99 esas, 1963/37 karar sayılı Kararı) Oysa, gerekçe ile hüküm fıkrasının aykırı olduğu, temyize konu kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Gerçekten, 02.06.2016 tarihli kararın gerekçe kısmında, davacının kıdeminin 11 yılı doldurduğu göz önüne alındığında toplam hak ettiği izin süresinin 190 olduğu, puantaj kayıtlarının incelenmesinde, davacının 23.08.2013–16.09.2013 tarihleri arasında 20 gün yıllık ücretli izin kullandığı tespit edildiği, ispat yükü üzerinde olan işverenin davacıya diğer yıllık izin sürelerine ilişkin izin kullandırıldığını veya karşılığını ödediğini ispat edemediğinden “Davacının 4857 sayılı yasanın 59. maddesi kapsamında 170 günlük yıllık izin ücreti hakkının mevcut olduğu ve buna göre, yıllık izin ücreti alacağının karşılığının brüt 6.426,00-TL olduğu” belirtildiği halde, hüküm fıkrasında “Davacı lehine 1.259,49 TL yıllık izin ücreti alacağına” hükmedilmiştir. Bu durum karşısında, gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bu çelişkilerin giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre;
    2-Davacının yıllık izin ücreti alacağının olup olmadığı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
    Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
    Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
    Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 11 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 190 gün olduğu belirlenmiş, Mahkemece bu süre zarfında sadece 20 gün için yıllık izin hakkını kullandığının kabulü ile yapılan hesaplama dikkate alınarak karar verilmiştir. Ancak davacının iddia ettiği süre boyunca hiç yıllık izin kulllanmadan çalışmasının hayatın olağan akışın aykırı olduğu değerlendirilmemeiştir. Dairemizce, davacının iddia ettiği süre boyunca hiç yıllık izin kullanmadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup söz konusu madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Ne var ki, mahkemece davacı asilin dinlenilerek bu konuda beyanının alınmadığı görülmektedir. Bu itibarla, ilgili Kanunun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konularındaki beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.
    Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
    3-Öte yandan; mahkemece hüküm altına alınan alacakların “net” mi yoksa “brüt” tutarlar mı olduğunun hüküm yerinde açıkça belirtilmemesi de infazda tereddüt yaratır mahiyette bulunmuştur.
    4-Davalı ...’nın talebi üzerine, kendisine dava ihbar olunan şirketlerin ünvan ve adreslerinin ve varsa vekillerinin isim ve adreslerinin karar başlığında yer alması gerekirken bu esasa riayet edilmemesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi