11. Hukuk Dairesi 2020/1449 E. , 2021/943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 08.05.2018 tarih ve 2016/313 E- 2018/120 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 24.01.2020 tarih ve 2018/1889 E- 2020/71 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “MERSİN PATENT”, “KAYSERİ PATENT”, “MANİSA PATENT”, “ADANA PATENT” ve “ESKİŞEHİR PATENT” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketçe yapılan ve “MERSİN DANIŞMANLIK, KAYSERİ DANIŞMANLIK, MANİSA DANIŞMANLIK, ADANA DANIŞMANLIK ve ESKİŞEHİR DANIŞMANLIK” ibarelerini taşıyan beş ayrı marka başvurusuna iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek, YİDK’in 2016-M-5419, 2016-M-6799, 2016-M-6895, 2016-M-6903, 2016-M-6650 sayılı kararlarının iptaline ve anılan YİDK kararlarına konu markaların hükümsüz kılınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının dava konusu başvurularının ADANA DANIŞMANLIK, MANİSA DANIŞMANLIK, KAYSERİ DANIŞMANLIK, ESKİŞEHİR DANIŞMANLIK ve MERSİN DANIŞMANLIK ibarelerinden oluştuğu, markalarda ayrıca şekil unsurunun bulunmadığı, davacıya ait mesnet markalar incelendiğinde de, davalının başvurularında bulunan yer adlarının bulunduğu ancak sonrasında "PATENT", "WEB TASARIM", "OSGB" ibarelerinin de bulunduğu, başka bir şekil unsurlarının yer almadığı, markalarda bulunulan coğrafi yer adlarının herkesin kullanımına açık bulunduğu, tek kişinin tekeline bırakılabilecek ibare olmadıkları, davacı markalarında yer alan Patent, Web Tasarım, Osgb ibarelerinin de markanın üzerinde kullanılacağı bir takım hizmeti ifade ettiği, davalının başvurularındaki danışmanlık ibaresinin davacıya ait markalarda ortak unsur olarak yer alan coğrafi işaretten dolayı var olduğu iddia edilen benzerlikten karıştırma riskinden kurtardığı, coğrafi işaretlerin tasviri işaret olması, herkesin kullanımına açık herkes tarafından bilinen bir yer adı olması nedeniyle davalı markasındaki bu farlılıkların yeterli ayırt ediciliği sağladığı ve davacı markalarından uzaklaştığı genel izlenim itibariyle ortalama tüketici nazarında bütün olarak bıraktığı izlenimin farklılaştığı ve karıştırılma riskinin bulunmadığı, genel izlenim itibariyle benzerliğin bulunmadığı, davacı markası ile davalı başvurusu arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden bir unsurun bulunmadığı, itiraza mesnet markalarda başvurularda bulunan hizmetlerle aynı tür hizmetleri kapsadığı, ancak 8/1-b anlamında benzerlikten ve karıştırılma riskinden bahsedebilmek için yalnızca sınıf benzerliğinin yeterli olmadığı, marka ve işaretin bütün olarak bıraktığı izleniminde benzer olması gerektiği, davacı markaları ile davalı başvurularının iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olmadığı, ayırt ediciliği yüksek olmayan markalarda ayırt edicilik için ufak bazı değişikliklerin yapılmış olmasının yeterli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08.02.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.