23. Hukuk Dairesi 2014/3312 E. , 2014/8244 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı şirket yönünden kısmen kabulüne, davalı ... yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı ... ile 19.12.2008 tarihinde çeşitli işlerde çalıştırılmak üzere personel alımı konusunda sözleşme imzaladığını, davalı belediyenin, bir önceki ihaleyi alan firmada çalışan işçilerin listesini müvekkiline verdiğini ve bunların işe alınmasını sağladığını, müvekkilinin bu işçilerin hiçbirini tanımadığını, bu kişilerin esasında davalı belediyenin çalışanları olduğunu ve diğer davalının emir ve talimatları ile çalıştıklarını, yerel seçimler sonucunda belediye başkanı ve üst kademe değişince yeni gelen ekibin, önceki dönemdeki işçilerle çalışmak istemediklerini belirterek bu işçileri işten çıkardıklarını, bu işçiler müvekkilinin bünyesinde göründüğünden işten çıkarma işlemlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, işten çıkarılan bu işçilerin belediye aleyhinde işçilik haklarının ödenmesi istemiyle dava açtıklarını, açılan davalarda müvekkilinin ve “asıl işveren” sıfatıyla davalı belediyenin sorumlu tutulduğunu, davaların davacı işçiler lehine sonuçlandığını, müvekkilinin İş Kanunu’nun 4. maddesi çerçevesinde önceki işverenlere rücu hakkı saklı kalarak tüm işçilik haklarından sorumlu tutulduğunu, işçi alacaklarının müvekkilinden tahsil edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesi ile 22.318,34 TL"nin tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili ile davacı arasındaki ilişkinin alt işveren ve üst işveren ilişkisi değil ihale ve iş gören ilişkisi olduğunu, işçilerin belediyenin eklentilerinde veya içinde çalışmalarının söz konusu olmadığını, tamamen şirket bünyesinde ihale edilen işleri gördüklerini, işçilerin ihaleyi devralan firmalar tarafından işe alınmasında veya işten çıkarılmasında müvekkilinin herhangi bir rolünün bulunmadığını, davacı vekilinin muvazaa iddiasının gerçekten uzak ve dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı ile davalı ... arasında Muhtelif Birimlerinde Çalıştırılmak Üzere Yardımcı Personel Hizmet Alımı konusunda 19.12.2008 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin ekindeki Teknik Şartnamenin “Yüklenicinin Yükümlülükleri” başlıklı V/a maddesinde “Yüklenici çalıştırdığı elemanlara özlük ve sosyal haklarını karşılamak ve ödemek zorundadır. Bu konuda İdarenin hiçbir sorumluluğu yoktur” düzenlemesine yer verildiği, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6. maddesine göre, davacı ve davalı arasında alt işveren asıl işveren ilişkisi bulunduğu, her iki işverenin de işçi alacağından birlikte sorumlu oldukları ve fakat bu sorumluluğun sadece işçiye karşı olduğu, asıl işverenin, işçi alacaklarından dolayı alt işverene herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, zira işçiyle hizmet sözleşmesini yapan ve onu çalıştıranın alt işveren olduğu, Belediye Başkanlığı ile imzalanan sözleşmelerde, yüklenici şirketin sözleşme konusu işte çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının belirlendiği, bu durumda, davacının davalı ..."na rücu hakkı bulunmadığı, işyerini devralan en son işverenin davacı olduğu, işçilerin tüm hak ve sorumluluklarını da aldıkları, kıdem tazminatı yönünden önceki yüklenici şirketin de sorumlu oldukları, yıllık izin ücretinin, sözleşmenin feshinden sonra muacceliyet kazandığı, ihbar tazminatının ise fesihten önce işçinin işyerindeki kıdem süresine göre İş Kanunu"nda belirlenen ihbar sürelerine uyulmadan sözleşmenin feshedilmesi durumunda ödendiği, her iki alacağın, ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücret alacağından da işçiyi çalıştıran son işverenin sorumlu olduğu, ayrı ayrı yapılan hesaba göre davalı şirketin toplam 2.438,85 TL ödeme yapması gerektiği gerekçesiyle, davanın davalı şirket yönünden kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan fazla alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.