Davacı, 30.4.1990-27.3.1994 tarihleri arasında muhtarlıktan sonra çiftçilikle uğraştığının tespitiyle, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline ve emekli aylığı tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 30.4.1990-27.3.1994 tarihleri arasında ve 18.4.1999 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğunun ve 29.12.2005 tarihli tahsis talebine göre de yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 01.05.1990-26.3.1994, 19.4.1999-30.11.2005 tarihleri arasında SSK"na tabi çalışmaları dışında kalan sürelerde tarım Bağ Kur sigortalısı olduğunun tespitine, davalı Kurumca 01.12.2004¬23.12.2004 tarihleri arasındaki dönemde tarım Bağ Kur sigortalısı olduğu kabul edildiğinden bu döneme yönelik istem hakkında tespit kararı verilmesinde hukuki yarar bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, tam ve kısmi yaşlılık aylığı koşulları oluşmadığından yaşlılık aylığı isteminin reddine karar verilmiştir.
Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 1479 ve 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 1479 ve 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 1479 ve 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK"lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, talepte bulunulması, doğrudan prim yatırılması veya aynı Yasa"nın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapılması bu şekilde yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay" ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 20.12.1985 tarihli muhtar beyanı esas alınarak 01.01.1986 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak resen tescil edildiği, 15.12.1996 tarihinde prim ödemeye başladığı, 1997,2005 ve 2006 yıllarında düzensiz prim ödemelerinin bulunduğu, 1997 yılı affı ve 2003 yılındaki yapılandırmadan yararlandığı, şeker fabrikasının yazısına göre 1997-2005 yılları arasında pancar üreticisi olduğunun bildirildiği, kendine ait traktörünün bulunduğu, hisseli hissesiz 130 dönümü aşkın tarım arazisinde kendi nam ve hesabına çiftçilik yaptığı, 1.1.1986 tarihinden beri ziraat odasına kayıtlı olduğu, kooperatife kayıtlı olduğu ancak tarihinin bildirilmediği,
canlı hayvan ticareti nedeniyle 6.2.1989¬30.4.1990 tarihleri arasında 1 yıl 2 ay 24 gün 1479 sayılı Yasa"ya tabi uzun süreli zorunlu sigortalı olduğu, Muhtarlık nedeniyle 27.3.1994- 18.4.1999 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığının bulunduğu, 7.9.2004-31.10.2004 tarihleri arasında 54 gün, 24.12.2004- 6.1.2005 tarihleri arasında 14 gün 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu kısa süreli çalışmalarının bulunduğu davalı Kurumca tarım Bağ-Kur sigortalılığının 5.2.1989 tarihinde terkin edilip 1.12.2004-23.12.2005 ve 1.12.2005 tarihinden dava tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği açıkça anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacı tarım Bağ Kur sigortalılığı için 15.12.1996 tarihinde prim ödemeye başladığından Muhtarlık nedeniyle 27.3 .1994-18.4.1999 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığının sona ermesinden sonraki 19.4.1999-30. 11.2005 tarihleri arasında SSK"na tabi çalışmalar ile davalı Kurumun davacıyı sigortalı olarak kabul ettiği 1.12.2004-23.12.2004 tarihleri arasındaki hukuki yarar bulunmayan dönem dışında kalan sürelerde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesi yerindedir.
1.5.1990¬26.3.1994 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise; Davacının 6.2.1989-30.4.1990 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığı uzun süreli olup bu sigortalılığın sona ermesinden sonra tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi için doğrudan prim yatırması veya ürün bedelinden prim kesintisi yapılması gerektiğinden davacının ihtilaf konusu olan 1.5.1990-26.3.1994 tarihleri arasında prim ödemediğinden ve sattığı ürün bedelinden yapılmış prim kesintisi bulunmadığından sigortalı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Ancak; davacı tarafından 1997 yılı affından yararlanarak yapılan prim ödemelerinin bu uyuşmazlık dönemini kapsayıp kapsamadığının başka bir deyişle, 1.1.1986 tarihinden itibaren ne kadar sürenin priminin olabileceğinin kurumdan sorularak, sonucuna göre değerlendirme yapılmak, daha açık bir anlatımla, eğer davalı kurum geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmiş ve uzun süre bu primleri kullanmış ise, daha sonra davacının sigortalılığının iptal edilmesi Medeni Kanun"un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından, prim ödemelerinin bu uyuşmazlık döneminde kapsadığı sürelerde davanın kabulüne; geçmişe yönelik prim tahsil edilmediği, edilmiş olsa dahi kurum tarafından uzun süre bu primlerin kullanılmadığı tespit edilmesi halinde bu dönemlerini kapsayan süreler için davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.