Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2942
Karar No: 2016/4119
Karar Tarihi: 06.04.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2942 Esas 2016/4119 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/2942 E.  ,  2016/4119 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında 101 ada 154 parsel sayılı taşınmaz 15647.51 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla ... oğlu ... adına, 101 ada 155 parsel sayılı taşınmaz 18981.57 m2 yüzölçümü ve 101 ada 207 parsel sayılı taşınmaz 23524.49 m2 yüzölçümü ile tarla vasfıyla ... oğlu ... adına, 101 ada 208 parsel sayılı taşınmaz 20080.37 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla ... kızı ... adına, 101 ada 209 parsel sayılı taşınmaz 18751.97 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla ... kızı ... adına, 101 ada 211 parsel sayılı taşınmaz 10395.31 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla ... kızı ... adına, 101 ada 212 parsel sayılı taşınmaz 10530.93 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla ... kızı ... adına tapu kütüğünde kayıtlı olan yerdir.
Davacı vekilinin mahkemeye sunduğu 16.01.2007 havale tarihli dava dilekçesi ile, asıl ... Esas sayılı dosyasında; dava konusu 101 ada 207 parsel sayılı taşınmaz her ne kadar yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tapuya tescil edilmiş olsa da, çekişmeli taşınmazın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... sayılı kararıyla adına hükmen tescil edildiğinden bahisle tapu kaydının ipt... ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Birleştirilen ... Esas sayılı dava dosyasına ilişkin olarak mahkemeye sunduğu 16.01.2007 havale tarihli dava dilekçesi ile; 101 ada 207, 208, 209, 211 ve 212 sayılı parseller her ne kadar yörede yapılan kadastro çalışmalarında bir kısım davalılar adına tespit ve tapuya tescil edilmiş olsalarda dava konusu taşınmazlar 2/B parseli olarak işlem gören ve adına tescil edilmesi gereken yerlerden olduğundan bahisle, çekişmeli taşınmazların 2/B kapsamı içinde kalan kısımlarının tapu kayıtlarının ipt... ile tarla vasfıyla adına tescilini ve bu kısımlara davalıların vaki müdahalelerinin men"ini talep ettiği anlaşılmıştır.
Yine davacı vekilinin birleştirilen ... Esas sayılı dava dosyasına ilişkin olarak kadastro mahkemesine sunduğu 21.10.2004 havale tarihli dava dilekçesi ile; davalı parsellerin tespit m...kleri ... ve ... adına kayıtlı 101 ada 155, 154 ve 207 sayılı parsellerin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... sayılı kararıyla adına vasfıyla hükmen tescil edildiğini beyanla, çekişmeli taşınmazların olduğu tespit edilen kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile vasfıyla adına tescilini ve bu kısımlara davalıların vaki müdahalelerinin men"ini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece aralarında hukukî ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle anılan dosyaların ... Esas sayılı asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş, yapılan yargılama sonunda;
1- Asıl ... Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak; davacı ...nin davasının kabulü ile; çekişmeli 101 ada 155 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 101 ada 154 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 16/09/2013 tarihli raporuna ekli krokide 154/a şeklinde gösterilen 7.380,20 m2"lik yüzölçümlü bölümünün ve 101 ada 207 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 16/09/2013 tarihli raporuna ekli krokide 207/a şeklinde gösterilen 3.638,23 m2"lik bölümünün tapu kaydının iptali ile bu parsellerden ifraz edilerek vasfıyla adına tescili ile davalıların vaki müdahalelerinin önlenmesine, 101 ada 154 parsel sayılı taşınmazın bakiye kalan 154/b ile gösterilen 8.267,31 m2"lik bölümünün tapuya tespit gibi kayıt ve tesciline,
2- Birleştirilen ... Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak; davacı ...nin davasının kısmen kabulüne; çekişmeli 101 ada 208, 211 ve 212 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 101 ada 207 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 16/09/2013 tarihli raporuna ekli krokide 207/b şeklinde gösterilen 2.914,70 m2"lik bölümünün ve 101 ada 209 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 16/09/2013 tarihli raporuna ekli krokide 209/a şeklinde gösterilen 10.349,13 m2"lik bölümünün tapu kaydının iptali ile tarla vasfıyla adına tescili ile davalıların vaki müdahalelerinin önlenmesine, 101 ada 209 parsel sayılı taşınmazdan bakiye kalan 209/b ile gösterilen 8.402,84 m2"lik bölümünün tapuya tespit gibi kayıt ve tesciline, fazlaya yönelik talebin reddine,
3- Birleştirilen ... Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak; davacı ...nin davasının kabulü ile; 101 ada 207 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 16/09/2013 tarihli raporuna ekli krokide 207/c şeklinde gösterilen 16.971,56 m2"lik bölümünün tapu kaydının iptali ile bu parselden ifraz edilerek hali arazi vasfıyla adına tescili ile davalıların vaki müdahalelerinin önlenmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar ... ile ... vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 3116 sayılı Kanuna göre yapılarak 1953 yılında kesinleşen kadastrosu, yine 1980 yılında 6831 sayılı Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları ile aplikasyonu yapılarak l981 yılında ilân edilerek kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu ise, 2004 yılında 3402 sayılı Kanun gereğince yapılmıştır.
1) Asıl ve birleştirilen dosyalar davacısı ...nin, çekişmeli 209 sayılı parselin 209/b ile gösterilen ve 154 sayılı parselin 154/b ile gösterilen bölümlerine ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşen tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların sayılmayan yerlerden olduğu ve ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.06.2000 tarih .... sayılı ilâmı sonucu oluşan ve davacı ...nin dayandığı 2000 tarih 2 sıra nolu tapu kaydı kapsamı dışında kaldıkları, kesinleşmiş tescil hükmünün, tescil davasında taraf olan yönünden de bağlayıcı olduğu gözönünde bulundurularak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; dava konusu edilen ve hali hazırda tapuda kayıtlı bulunan taşınmazlardan, davanın reddine denmesi ile yetinilmesi gereken 209/b ve 154/b bölümleri yönünden, mahkemece, tapuda mükerrer kayıt oluşturacak şekilde ikinci kez tescil hükmü kurulması doğru görülmemiş ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün (A) bendinin ikinci fıkrasında bulunan “...154/b şeklinde gösterilen 8.267,31 m2"lik yüzölçümüne sahip bölümünün tapuya tespit gibi kayıt ve tesciline,” ibaresi çıkarılarak bunun yerine “154/b şeklinde gösterilen 8.267,31 m2"lik yüzölçümüne sahip bölüm yönünden davanın reddine”; hükmün (B) bendinin ikinci fıkrasında bulunan “... 209/b şeklinde gösterilen 8.402,84 m2"lik yüzölçümüne sahip bölümünün tapuya tespit gibi kayıt ve tesciline,” ibaresi çıkarılarak bunun yerine “209/b şeklinde gösterilen 8.402,84 m2"lik yüz ölçümüne sahip bölüm yönünden davanın reddine”; yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,
2- Asıl ve birleştirilen dosyalar davalısı ..."ün, çekişmeli 155 sayılı ve 207 sayılı parsellerin tamamına yönelik temyiz itirazları yönünden ise; çekişmeli 155 sayılı parselin tamamı ile 207 sayılı parselin 207/a ve 207/b ile gösterilen bölümlerinin, dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşen tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada sayılan yerlerden olduğu ve ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.06.2000 tarih ... sayılı ilâmı sonucu oluşan ve davacı ...nin dayandığı 2000 tarih 2 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldıkları, kesinleşmiş tescil hükmünün, tescil davasında taraf olan ... yönünden de bağlayıcı olduğu gözönünde bulundurularak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yine hali arazi vasfıyla davacı adına tesciline karar verilen 207 sayılı parselin 207/c ile gösterilen bölümün ise; keşif sonrası düzenlenen uzman ve ziraat bilirkişileri raporlarında, %45-50 eğime sahip, ağaç ve çalılık vasfında ve h... arazi niteliğinde olduğu, yine ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.06.2000 tarih ... sayılı dosyasında bulunan 26.10.1999 tarihli bilirkişi raporunda da temyize konu yerin çalılık olarak gösterildiği belirlenerek hüküm kurulduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalı ..."den onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek h...nde iadesine,
3) Birleştirilen ... Esas sayılı dosya davalısı ..."ün, çekişmeli 209 sayılı parselin 209/a bölümüne ve 212 parsel sayılı taşınmazın tamamına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, her ne kadar; çekişmeli 209 sayılı parselin 209/a bölümü ile 212 parsel sayılı taşınmazın tamamının, davacı ...nin sunduğu tapu kaydı kapsamında ve sayılmayan yerlerden olduğu tespit edilerek tarla vasfıyla adına tesciline karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; kabule karar verilen taşınmazlardan 209 ve 212 sayılı parsellerin tapuda davalı ... adına kayıtlı olduğu, davacının sunduğu 2000 tarih ve 4 sıra nolu tapu kaydının dayanağı olan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.06.2000 tarih ve ... sayılı dosyasında ise davalı ..."ün taraf olmadığı, mahkemece, taşınmazların kesinleşen tahdidin dışında olduğu belirlenmesine karşın, davacının sunduğu tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlenerek tarla vasfıyla adına tescil edildiği, oysa anılan kesinleşmiş hükmün davada taraf olmayan ... açısından bağlayıcılığı bulunmadığı gözardı edilmiş, davalı yönünden, adına tapu kaydı oluştuğu tarihten geriye doğru 20 yıllık zilyetlik süresinin bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır.
Yukarıda açıklanan hususlar nedeniyle anılan mahkeme kararının davalı ... açısından kesin hüküm oluşturması söz konusu değildir. Ayrıca, taşınmazların sayılmayan yerlerden olduğu hususunda da ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı taraf temyizinde; babadan intikal ile zilyet edindiği taşınmazların kadastro sırasında adına tespit ve tescil edildiği iddiasına dayandığından; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, imar ve ihya ile taşınmazın zilyetlikle kazanılabilme koşullarının tam olarak araştırılmasının gerektiği, taşınmazın adına tapuya kaydedildiği tarihe göre, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına başvurulmalı; parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, davalı yerdeki kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; davacının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandıkları toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden; çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtığı bir başka tescil davasının bulunup bulunmadığı hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli; ayrıca, tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ..."ün temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 209 sayılı parselin (A) harfiyle gösterilen bölümü ile 212 sayılı parselin tamamına yönelik olarak BOZULMASINA, temyiz harcının istek h...nde iadesine 06/04/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi