20. Hukuk Dairesi 2015/8214 E. , 2016/4122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında....köyü (eski 353) yeni 126 ada 118 parsel sayılı taşınmaz, 29.643,99 m2 yüzölçümü ve orman vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiş, yörede 2014 yılında yapılan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 49. maddesine göre yargı kararlarının uygulanması ve aynı yönetmenliğin 30. maddesine göre yargı kararı ile ilk kez orman olan yerlerde mahkeme kararları ve bilirkişi raporları değerlendirilerek 2/B madde araştırmaları 50 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılmış ve 11.03.2014 tarihinde 30 günlük askı ilânına çıkarılmıştır.
Davacı Hazine vekilinin 17.092014 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava konusu eski 353 sayılı parsel hakkında .... Kadastro Mahkemesinin 1991/995 E. - 1993/448 K. sayılı ilâmı ile taşınmazın orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu karara istinaden taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescil edildiğini, daha sonra ... Defterdarlığının oluru ile taşınmazın ...l Müdürlüğüne tahsis edildiğini, 1993 yılında mahkeme kararı ile orman vasfında olduğuna karar verilen taşınmazın komisyon kararı ile orman niteliğini kaybettiği gerekçesi ile 2/B alanına dönüştürülmesinin yasal düzenlemeye aykırı olduğunu, 50 numaralı Orman Kadastro Komisyonu kararının yasaya ve mahkeme kararına aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle, 50 nolu Kadastro Komisyon kararının iptali ile dava konusu taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; “ilân tarihinden itibaren 10 yıllık süre içinde genel mahkemelerde kadastrodan önceki nedene dayalı dava açılabileceği, davalı kurumdan getirilen dava konusu 353 sayılı parsele ilişkin 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulamasına ilişkin belgeler, askı ilân tutanakları, güncelleme tutanakları, orman kadastro komisyonu tutanakları hep birlikte incelendiğinde taşınmazın davacı ... adına tescil edildiği, tutanağın bu şekilde tutulduğu, 6831 sayılı Kanunun 2/B ve 3402 sayılı Kanunun 12/3 ve Ek.4 maddeleri uyarınca kadastro mahkemelerinin görevli olduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B madde kapsamına alınan taşınmazın ilgili komisyon kararının iptali ile orman vasfının değişmemesine ilişkindir.
Yörede 6831 sayılı Kanun kapsamında yapılan ve 05.05.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve aynı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmakta olup, dava konusu yer P XXXIV nolu 2/B parseli olarak belirlenmiştir.
Dosya kapsamından öncesi hükmen orman olan eski 353 parsel sayılı taşınmazın yörede 3302 sayılı Kanun gereğince 2014 tarihinde yapılan çalışmalarda 50 nolu Kadastro Komisyonunca P XXXIV poligon numarasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, anılan 2/B madde uygulama tutanağının ise 11.03.2014 tarihinde 30 gün süre ile askı ilânına çıkarıldığı, ancak, bu sürede dava açılmadığından komisyon kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilânı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmünde olup, komisyon kararlarına karşı askı tarihinden itibaren tutanakta belirtilen ilân süresi içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye itiraz edilebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.
Hal böyle olunca, iptali istenen 50 nolu Orman Kadastro Komisyonu kararının, tutanakta belirtilen 30 günlük askı ilân süresi geçtikten sonra dava edildiği anlaşıldığına göre, görevli mahkeme, kadastro mahkemesi olmayıp genel görevli asliye hukuk mahkemesidir.
Belirlenen bu duruma göre mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi isabetli olmayıp, asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğundan, mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, usûlen görevsizlik kararı verilmiş olması bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 06/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.