2. Hukuk Dairesi 2015/20912 E. , 2016/8332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından, kendisinin reddedilen davası, kusur belirlemesi, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen tazminatlar, kendisinin reddedilen manevi tazminat talebi, nafakalar ve ihtiyati tedbir kararı yönünden; davacı-karşı davalı kadın tarafından ise, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 25.04.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ...... gelmedi. Davacı-karşı davalı ......"a çıkarılan tebligatın tebliğ edilemeden iade edildiği anlaşıldı. Temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ..., murafaa istemlerinden vazgeçtiklerini, dosya üzerinden karar verilmesini istedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
.../...
3-Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine şiddet uyguladığı ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu kabul edilerek, tarafların boşanmasına ve davacı-karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Davalı-karşı davacı erkeğin, Çerkezköy"de eşine 14.12.2012 tarihinde fiziksel şiddet uygulamasından ve güven sarsıcı davranışından sonra, Temmuz 2013 tarihinde erkeğin tayini Şırnak"a çıkmış, taraflar birlikte Şırnak"a gitmişler, davacı-karşı davalı kadın Şırnak"tan geldiğinde de kendisinde şiddet belirtisi görülmemiştir. Davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet ve güven sarsıcı davranış eylemleri affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmıştır. Hoşgörü ile karşılanmış olaylar sebebiyle manevi tazminata hükmedilemez. Birlik görevlerinin yerine getirilmemesi de, kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden manevi tazminat verilmesini gerektirmez. Gerçekleşen bu durum karşısında, davacı-karşı davalı kadının manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
4-Taşınmaz üzerine konulan tedbir kararının hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkacağı (HMK m. 397/2) ve tedbir kararının, hükmün kesinleşmesinden sonra devamı için de gerekli unsurların bulunmadığı gözetilmeden, tedbir kararının tahsilatlar sağlanıncaya kadar kesinleştikten sonra da devamına şeklinde hüküm tesisi de doğru bulunmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.