Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5137
Karar No: 2015/8325
Karar Tarihi: 04.06.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/5137 Esas 2015/8325 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/5137 E.  ,  2015/8325 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/06/2013
    NUMARASI : 2011/403-2013/335

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 23. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 06.06.2013 gün ve 2011/403 Esas 2013/335 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 20.11.2014 gün ve 17532-18060 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacı, kayden paydaşı olduğu 60404 ada 5 parsel sayılı taşınmazı ile 60411 ada 1 parsel sayılı taşınmazına davalının haksız yere müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, babası olan K.. G.."in de dava konusu taşınmazlarda paydaş olduğunu, çekişmeye konu bölümü babasının yaşlanıp ekip biçememesi sebebi ile kendisine kiraya verdiğini belirterek davanın reddini savunmuş, davaya dahil edilen babası K.. G.. de; imar ugulaması öncesinde paydaşı olduğu kadastral parselde fiili taksim yapıldığını, taksimde kullanımına bırakılan bölümü yaşlandığı için davalı oğluna kiraya verdiğini, yapılan imar uygulaması ile davalı oğlunun kullandığı bölümün davaya konu imar parselleri içinde kaldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, 1 sayılı parsel yönünden elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, 5 sayılı parsel yönünden ise ortaklığın giderilmesi davası ile satışına karar verildiği gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteği bakımından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne dair verilen kararın, taraf vekillerince temyizi üzerine, Dairece; ""...Her ne kadar, somut olayda, yargılama sırasında 5 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan K.. G.. davaya dahil edilmiş ise de HMK"nin 124. maddesindeki koşullar gerçekleşmedikçe dahili dava yoluyla bir kimseye taraf sıfatı verilmesi ve aleyhine hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, öte yandan; çekişme konusu 1 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarda davalı Levent"in gerek imar parsellerinde gerekse geldisi kadastral parsellerde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ayrıca çekişme konusu taşınmazların paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, bu sebeple geçerli bir kira sözleşmesinin kabul edilebilmesi için Türk Medeni Kanununun 691. maddesi ve 06.05.1955 tarih 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince aktin pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi zorunlu olduğuna göre; 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında davalı Levent yönünden elatmanın
    ./..
    önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, öte yandan, davaya konu taşınmazlarda davalı Levent"in elatmasının önlenmesine karar verilen alanlar dikkate alınarak bu yerler üzerinden davacının payına isabet eden oranda ecrimisil belirlenerek bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken; davalı Levent"in babası K.. G.."in 5 parsel sayılı taşınmazdaki payının davalının kullandığı alandan mahsup edilmek suretiyle ecrimisil hesabının yapılmasının da doğru olmadığı, kabule göre de; eldeki davanın 13.09.2011 tarihine açıldığı, ve dava dilekçesinde 01.05.2011 tarihinden ileriye doğru 01.05.2011 ile 13.09.2011 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil istenildiği halde, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde talep aşılmak suretiyle 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 13.09.2006 tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesinin de de isabetsiz olduğu"" gerekçesi ile bozulmuş, davalı vekilince karar düzeltme istenmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazların imar parseli olduğu, 60404 ada 5 nolu parselde davacının davalının babası ve dava dışı kişilerle, 60411 ada 1 parselde ise dava dışı kişilerle birlikte paydaş olduğu, 5 nolu parselin imar öncesi geldiği 214 nolu kadastral parselin paydaşları arasında davalının babasının da bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, davalının gerek çekişmeye konu 1 nolu imar parselinde gerekse bu imar parselinin geldiği kadastral parsellerde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı belirlenmek suretiyle bu taşınmaza elatmasının önlenmesine ve bu taşınmaz bakımından ecrimisilden sorumlu tutulmasına karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
    Öte yandan; yukarıda değinilen bozma ilamında da belirtildiği üzere; 6100 Sayılı HMK"nin 124. maddesindeki koşullar gerçekleşmedikçe dahili dava yoluyla bir kimseye taraf sıfatı verilmesi ve aleyhine hüküm oluşturulması mümkün değildir.
    Diğer taraftan, gerçekten de; geçerli bir kira sözleşmesinin kabul edilebilmesi için Türk Medeni Kanununun 691. maddesi ve 06.05.1955 tarih 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince aktin pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi zorunludur.
    Ne var ki; davalının savunmasında, babasının yaşlı olması sebebi ile dava konusu yeri onun adına kullandığını savunmuş, davaya dahil edilen babada bu savunmayı doğrulamıştır.
    Bu durumda, davalının, çekişmeye konu 60404 ada 5 nolu parseli babasına teban kullanıp kullanmadığı üzerinde durulması, teban kullandığının belirlenmesi halinde, davanın, paydaşın paydaşa karşı açtığı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası olarak değerlendirilmesi gerekeceği açıktır.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    ../...
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir.
    4721 s. Türk Medeni Kanunun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 237, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK"nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Hâl böyle olunca; davaya konu 60404 ada 5 nolu parsel yönünden yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, davalının taşınmazı paydaş olan babasına teban kullanıp kullanmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, babasına teban kullandığının belirlenmesi halinde, davanın; paydaşın paydaşa karşı açtığı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası olarak nitelendirilip, davacının da çekişmeye konu parselde çekişmesiz kullandığı veya kullanabileceği bölümün bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, davaya konu 60404 ada 5 nolu parselle ilgili varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken anılan taşınmazla ilgili yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava dilekçesi içeriğinden; davacının 01.05.2011 tarihinden dava tarihine kadar ki dönem için ecrimisil talebinde bulunduğu halde, istek aşılmak suretiyle 1 parsel sayılı taşınmaz bakımından 13.09.2006 tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
    Anılan bu husus davalı vekilinin karar düzeltme isteği sonucu yeniden yapılan inceleme neticesinde anlaşıldığından, Davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK"un 440. maddesi gereğince kabulüyle, Dairenin 20.11.2014 gün ve 2014/17532 Esas, 2014/18060 Karar sayılı bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Mahkemenin 06.06.2013 gün ve 2011/403 Esas, 2013/335 Karar sayılı kararının bu gerekçe ile (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi