16. Hukuk Dairesi 2015/1056 E. , 2016/2578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ...,...Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 05.11.2013 havale tarihli rapor ve eki haritasında (A) harfi ile gösterilen 23.132,70 metrekare yüzölçümündeki kısmın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 05.11.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davacı yararına zilyetlikle kazanım koşulları gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1951 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıkları, çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı murisi .... tarafından imar-ihya edildiğini ve zilyetliğinde bulundurduğunu, duruşma sırasında dinlenen muris .... "in davacı dışındaki mirasçıları ise dava konusu yerin murisleri ...."e ait iken ölümü ile aralarında yaptıkları paylaşım neticesinde davacıya kaldığını beyan etmiştir. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmaz bölümünün muris ... tarafından imar-ihya edilerek ölümünün ardından mirasçıları arasında yapılan taksim neticesinde davacıya kaldığı dosya kapsamı ile sabittir. Davacının miras bırakanı ...... 2004 yılında vefat etmiş olup, murisin ölümünden sonra taksim yapıldığına göre davacının çekişmeli taşınmaz bölümü üzerindeki müstakil zilyetliğinin 20 yıla ulaşmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple belgesiz araştırmasının muris .....üzerinden yapılması gerekir. Mahkemece muris .... adına belgesiz zilyetlik yoluyla kazanılan taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmış, ...Tapu Müdürlüğü yazı cevabının incelenmesinden muris .... adına kayıtlı 98.278,00 metrekare yüzölçümünde taşınmaz tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki; davacı adına tescile karar verilen 23.132,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ile birlikte 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde belirtilen sınırlar aşılmakta olup, mahkemece muris .... adına belgesizden tespit edildiği bildirilen taşınmazların hesaba katılıp katılmayacağı karar yerinde tartışılmamıştır. Diğer taraftan dava konusu taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı da yöntemince araştırılmamıştır. Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, ... ve .... Büyükşehir Belediye Başkanlığından dava konusu yerin imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise imar planının hangi tarihte onaylandığı sorularak şüpheye mahal bırakmayacak şekilde dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı saptanmalı, konusunda uzman fen bilirkişisi tarafından imar planı ile dava konusu yer çakıştırılarak aynı kroki üzerinde dava konusu taşınmazın yeri işaretlenmeli, imar planı içerisinde kalması halinde onay tarihine kadar zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı saptanmalı, daha sonra tapu müdürlüğü cevabi yazısında davacı murisi .... adına belgesiz zilyetlik yoluyla tescil edildiği bildirilen taşınmazların kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri getirilmeli, miras bırakan adına tespit ve tescil edilen taşınmazların belgesizden tespit görüp görmediği tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bundan sonra, muris adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespit edilen taşınmaz miktarı hesaplanıp 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddelerinde yazılı miktar sınırlarının aşılıp aşılmadığı tespit edilerek sonucuna göre hüküm tesis edilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına iadesine, 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.