1. Hukuk Dairesi 2015/6864 E. , 2015/8442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : HATAY 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2015
NUMARASI : 2014/499-2015/201
Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Tapu Müdürlüğü vekilince yasal süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. .. raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
KARAR
Dava kayıt maliki ile davacıların mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanlarının malik olduğu 151 sayılı parselin tapu kaydında “Mustafa Kabakulakoğlu Durmuş” olan kaydın yanlış yazıldığını ileri sürerek, tapu kaydının Durmuş oğlu Mustafa Kabakulakoğlu” olarak düzeltilmesini istemişlerdir.
Davalı tapu müdürlüğü, taşınmaz malikinin tanınmadığı, yaşayıp yaşamadığı ve mirasçılarının bilinmediğini, taşınmazın kayyım aracılığı ile idare edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davalı kayyım davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar Dairece; “... mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olmadığı ... dosyada mevcut nüfus kayıtlarından davacıların, mirasbırakan Durmuş oğlu Mustafa"nın torunu Sabriye"nin altsoyu oldukları hususunun şüpheye yer vermeyecek şekilde doğrulanamadığı, diğer taraftan, dava konusu taşınmazın tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanaklarının (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) getirtilip inceleme konusu yapılmadığı, tapu kaydında olduğu şekliyle “ Mustafa Kabakulak oğlu Durmuş” isminde birinin bulunup bulunmadığının ilgili Nüfus Müdürlüğü"nden sorulmadığı, ... tapu kayıt maliki Mustafa Kabakulak oğlu Durmuş"a, Hatay Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2001/1213 E. 2002/19 K. sayılı ilamı ile kayyım tayin edilmiş olduğuna göre, davanın Tapu Müdürlüğü ile birlikte Kayyıma da yöneltilmesi gerektiği, ... keza nüfusta soyadı kaydı bulunmayan kişiler bakımından da soyadı ilave edilmek suretiyle tapu kaydının düzeltilemeyeceği, ... Hal böyle olunca; öncelikle davanın Kayyıma yöneltilmesi için davacıya imkan sağlanması, davacıların dava açma ehliyetleri bakımından mirasbırakanla olan irsi bağlarının taraflardan alınacak veraset ilamı veya denetime imkan sağlayacak nüfus kayıtlarıyla tevsik edilmesi, ardından dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarının (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanaklarının (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) getirtilip inceleme konusu yapılması, tapu kaydında yazılı olduğu şekliyle kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan bir başka kişinin olup olmadığının Nüfus Müdürlüğü"nden sorulması, kayıt maliki ile davacıların mirasbırakanının aynı kişi olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, kayıt malikinin nüfusta soyadının kayıtlı olmadığının belirlenmesi halinde ise çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince tespit kararı ile yetinilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, ... Kabule göre de;
./..
Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağı...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.
Somut olayda; mahkemece usulüne uygun olarak bozma kararına uyulmasına karar verildiği ve bu doğrultuda kayyımın da davaya dahil edilip bozma ilamında işin esasına ilişkin olarak belirtilen hususlar araştırılarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki; bozma ilamında “... kayıt malikinin nüfusta soyadının kayıtlı olmadığının belirlenmesi halinde ise çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince tespit kararı ile yetinilmesi gerektiğinin...” belirtilmesine karşısında mahkemece sadece tespit hükmü kurmakla yetinilmesi gerekirken bozma ilamının aksine, yazılı olduğu üzere karar verilmesi yerinde değildir.
Öte yandan; bu tür davalarda ilgili sıfatıyla yasal hasım oldukları tartışmasız olan Tapu Müdürlüğü ve kayyımın, yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamayacağı bozma ilamında da belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece yanılgılı değerlendirme ile aksi yönde karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca; bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak kuralı uyarınca bozma kararında gösterildiği üzere tespit kararı verilmesi ve davada ilgili sıfatıyla yasal hasım olan Tapu Müdürlüğü ve bozma sonrası davaya dahil edilen kayyım aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davalı Tapu Müdürlüğü"nün bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.