16. Hukuk Dairesi 2018/2283 E. , 2021/1163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, ... ve ... ile taraflar arasındaki irsi ilişkiyi tespite yarar verasete esas aile nüfus kayıtlarının getirtilmesi, davalı tarafın dinlenmeyen tanıklarının taşınmaz başında dinlenebilmeleri için adlarına davetiye çıkarılması, bundan sonra yöreyi iyi bilen el verdiğince yaşlı, yansız, yerel, uzman fen bilirkişi tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, davacı tarafın dayandığı senedin aslının kendisinden istenerek taşınmazlar başında uygulanması, taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınması, tutanak bilirkişilerinin de ayrı ayrı taşınmaz başında dinlenilmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hükmü temyiz eden davalı ..."ın payı ile sınırlı olmak üzere sonucuna uygun bir karar verilmesi"" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 280 ada 11 ve 478 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 194 ada 4 parselin 4 pay kabul edilerek 2 payının davacı, 1"er payının davalılar ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazları 12.04.1982 tarihli satış senedi ile ..." dan satın aldığını ve bu tarihten itibaren zilyetliğin kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmış; davalılar ise, çekişmeli taşınmazların müşterek murisleri ... tarafından ..." dan satın alındığını ve taşınmazların müşterek murislerinden geldiğini savunmuşlar ve 12.04.1973 taihli satış senedini dosyaya sunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacının dayandığı satış senedinin kapsamında kaldığı, taşınmazlar üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazların kadastro tutanaklarının onaylı suretleri ve varsa dayanak kayıtları ile oluşmuş ise kadastro sonucu tapu kayıtları ilgili yerlerden getirtilmemiş, davacının sunduğu 12.04.1982 tarihli satış senedinin sınırları yerel bilirkişi ve taraf tanıklarına yöntemince sorulmadığı gibi davalıların dayandığı 12.04.1973 tarihli satış senedi mahallinde uygulanmamış, senet tanıklarının sağ olup olmadıkları araştırılmak suretiyle mahallinde beyanları alınarak senet içerikleri açıklığa kavuşturulmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların çelişkili ve soyut beyanlarına itibar edilmiş ve çekişmeli taşınmazların ..." dan, davacı tarafından mı yoksa tarafların müşterek murisleri ... tarafından mı satın alındığı, taşınmazların zilyetliğinin kimde olduğu hususları ortaya konulmamış olması sebebiyle, yapılan araştırma inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı karar verilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece, doğru sonuca ulaşabilmek için mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve halen hayatta iseler senet tanıkları ile teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında her bir taşınmaz başında ayrı ayrı beyanları alınmak suretiyle, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’dan mı intikal ettiği yoksa davacı tarafından üçüncü kişilerden mi satın alındığı sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, ispat külfetinin davacı tarafta olduğu göz önünde bulundurularak, öncelikle davacı tarafından dosyaya sunulan 12.04.1982 tarihli satış senedi ile davalı yanın savunmasının dayanağı olarak dosyaya sunulan 12.04.1973 tarihli satış senedi mevki ve hudutları tek tek okunmak suretiyle taşınmazlara uygulanmaya çalışılmalı, taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde zilyet edildiği ayrı ayrı sorulup saptanmalı, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe imkan verir, komşu tutanak ve varsa dayanaklarıyla birlikte denetlenebilir şekilde satış senedi uygulamasını gösterir rapor alınmalı; bundan sonra zilyetlikle birleşmeyen satış senedine itibar edilemeyeceği de göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.