Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/16622
Karar No: 2008/8989
Karar Tarihi: 12.06.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/16622 Esas 2008/8989 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/16622 E.  ,  2008/8989 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 21/05/2007
    NUMARASI : 2004/1167-2007/687

    Davacı, davalı işveren nezdinde 23.11.1986-13.8.2004 tarihleri arası çalıştığının tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumunun tüm, N.Ç.’nin aşağıdaki 2. bendin, N.Ç.’nin ise, aşağıdaki 3. bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2) Dava, 23.11.1986-13.08.2004 tarihleri arasında davalı işverenlere ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmaların tesbiti ile işçilik alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 24.08.1999-13.08.2004 tarihleri arasında çalıştığının tesbiti ile kararda yazılı işçilik alacaklarının davalılardan N.Ç. ve N.Ç.den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Hizmet tesbitine ilişkin karar yerinde ise de, işçilik alacakları isteminin davalılardan N.Ç.yönünden kabulüne ilişkin karar, usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
    Gerçekten, işveren ve işveren vekilinin tarifini düzenleyen 506 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde, işveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimselerin “işveren vekili” olduğu, bu Yasa’da geçen işveren deyiminin işveren vekilini de kapsadığı belirtilmiştir. Anılan maddede 01.06.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3203 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile yapılan değişiklik ile işveren vekilinin, bu Yasa’da belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumlu olacağı hükmü getirilmiştir. Bu yasal değişikliğin, işveren vekillerinin işin yürütümünde daha dikkatli olmalarının ve iş hayatının düzen ve verimliliğinin, işçi sağlığı ve güvenliğinin ve işverenin Kuruma karşı yükümlülüklerinin eksiksiz yerine getirilmesinin temini amacıyla yapıldığı belirgindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davalılardan N.Ç.’nin işveren, N.Ç.’nin ise, işveren vekili olduğu ortadadır. Bu nedenlerle, hizmet tesbiti davası yönünden davalı olarak gösterilen N.Ç.ile N.Ç.’nin taraf sıfatına sahip oldukları açıktır.
    Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/4. maddesine göre, işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. 10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4857 sayılı Yasa’nın 120. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 1475 sayılı Yasa’nın 1/3. maddesi de aynı hükmü içermekteydi.
    Bu durumda, hizmet tesbiti davası yönünden işveren vekili olarak davalılardan Necmi Çepni’nin davalı sıfatı bulunmakta ise de, işçilik alacakları yönünden davalı sıfatı bulunmamaktadır. Davalılardan N.Ç.aleyhine açılan işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken, bu yönün gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    3) Davacı taraf dava dilekçesi ile istediği miktarları 08.05.2007 harç tarihli ıslah dilekçesi ile arttırmış, ıslah dilekçesi davalılar vekiline 21.05.2007 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalılar vekili süresi içinde ıslah ile arttırılan kısımlar için zamanaşımı definde bulunmuştur. Mahkemece, zamanaşımı defi dikkate alınmamıştır. Borçlar Kanunu’nun 126. maddesine göre, hafta tatili alacağı beş yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, ıslah tarihinden geriye doğru gerçekleşen beş yıllık dönem için hesaplama yapılıp hüküm altına alınması gerekir. Mahkemece, bu yöndeki savunma üzerinde durularak gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalıdır.
    O halde davalılardan N.Ç.ile N.Ç.nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde N.C.ve N.C.ye iadesine, 12.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi