1. Hukuk Dairesi 2014/8204 E. , 2015/8459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2010/511-2013/514
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteminin reddine, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Çekişme konusu 35 parsel sayılı taşınmazın 2004 yılında imar uygulaması sonucunda oluştuğu ve tapuda taraflar adına kayıtlı olduğu sabittir.
Bilindiği üzere, yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı Yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3194 sayılı imar Yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.
2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
./..
Somut olaya gelince, mahkemece yukarıda izah edildiği şekilde hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, binanın kaçak olmasının idareyi ve idari yargıyı ilgilendirdiği kuşkusuzdur. Ancak mahkemece binanın ne zaman yapıldığı, davalının imardan önce bina yaptığı taşınmazla bir ilgisinin olup olmadığı araştırılmış değildir.
Hâl böyle olunca öncelikle çekişme konusu 35 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına ilişkin belgelerinin getirtilmesi, davalının binasını imardan önce mi sonra mı yaptığının saptanması, imardan önce yaptığı saptanır ise bina yaptığı taşınmazda kayden bir ilgisinin olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, eğer davalı binasını mülkiyet alanına yapmışta imar uygulamasıyla çekişmeli parselde kalmışsa 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine göre bina bedelinin saptanıp, mahkeme veznesine depo edildikten sonra elatmanın önlenmesi konusunda bir karar verilmesi, bedel ödeninceye kadar davalının binayı kullanma hakkı olduğu gözetilerek, ecrimisil isteğinin reddedilmesi davalının binasını imardan sonra yaptığının saptanması halinde de davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek gerekçesiz biçimde yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.