20. Hukuk Dairesi 2015/7041 E. , 2016/4309 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili 06.04.2007 havale tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan 21307,86 m² yüzölçümlü taşınmazın evvelce ... adı altında Nisan 1301 tarih ve 13 sıra; Nisan 1302 tarih ve 6 sıra; Eylül 1303 tarih ve 28 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamında olduğunu, müvekkilinin tapu kayıt maliklerinin bazı mirasçılarından taşınmazın 14712/26880 payını ...Noterliğinin 14 Nisan 1994 tarih ve ... yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, davalılardan .... mirasçılarının ise 12168/26880 paya sahip olduğunu, sözü edilen tapu kayıtlarının yörede 1984 – 1987 tarihleri arasında 766 sayılı Tapulama Kanununa göre yapılan çalışmada 1 ilâ 1460 sayılı parsellere revizyon gördüğünü, ancak köy halkının bu tespit şeklini kabul etmediklerinden gerginlik çıktığı ve tapulama ekibinin kök tapunun kapsamında kalan arazilerin bir kısmında tapulama işlemlerini yapmadan tapulama çalışmalarını tatil ettiğini, esasında tapulama ekibi tarafından kök tapunun kapsamında kalan arazinin tamamının çalışma alanına dahil edilmediği, tapu kapsamındaki tarlaların bir kısmını tapulama çalışma alanının dışında bıraktığını beyan ederek, 21307,86 m² yüzölçümlü taşınmazın müvekkili adına tescili, davalılardan ... mirasçılarının taşınmaza müdahalesinin önlenmesi istekleriyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davaya konu taşınmazın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... sayılı kararı ile niteliğiyle tapuya tesciline karar verildiği, anılan mahkeme kararı ile taşınmazın niteliğinin kesinleştiği ve bu kararın taşınmazın niteliği yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 3116 sayılı Kanuna göre 4785 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce 1943 yılında yapılan ve 28/12/1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşmesinden sonra Şekerpınar, Erikpınar ve Havuzpınar Devlet Ormanı ismiyle Şubat 1952 tarih ve 19 numarada 1316 Hektar yüzölçümüyle ve yine Nisan 1962 tarih 13 numarada 779 Hektar yüzölçümüyle ve Sazlıdere Devlet Ormanı ismiyle tapuya tescil edilen kadastrosu ile daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 12/03/1996 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1985 yılında yapılmış, 14.04.1987 – 13.05.1987 tarihleri arasında ilân edilmiş, dava konusu yer tescil ve tesbit harici bırakılmış ise de, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/12/2009 gün ve ... sayılı kesinleşen kararı ile olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve ile eldeki dosyanın davacısı ile aynı tapu kaydına dayanan gerçek kişiler arasında görülen pek çok davada, yerel mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin bozma ve onama kararlarında; eldeki dosyadaki davacı ile aynı tapu kayıtlarına dayanan gerçek kişilerin dayandığı değişir sınırlı otlak, yaylak, kışlak cinsli tapu kayıtlarının, miktarından çok fazla olarak kadastro sırasında revizyon gördüğü, ... (...) Köyü çiftliğine ait olan kayıtlardan kapsam belirlenecek yer, dolayısıyla aynı tapu kaydına dayanan gerçek kişilerin yararlanılacağı tapu kaydının kalmadığı ve dayanılan tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazları kapsamadığı; aplikasyon sonucu 1985 yılında olmaları nedeniyle tesbit harici bırakılan dava konusu taşınmazların tarım arazileri ile arazileri arasında tampon bölgede kaldığı ancak yörede bu güne kadar 4785 sayılı Kanun hükümleri de uygulanarak yapılan bir kadastrosunun da bulunmadığı, 1986 tarihli Kadastro Yönetmeliğinin 23 ve 2004 tarihli Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesi ile HGK’nın 21.01.2004 gün 2004/8-15/7 ve 12.05.2004 gün 2004/8-242/292 ve 12.03.2008 gün ve 2008/20-214/241 sayılı kararlarında belirtilen ilkelere göre tampon bölgelerin bitişikteki 4-5 metre boyunda olduğu memleket haritasında gösterilen meşe cinsi alanları ile ayırıcı bir unsur (Dere, yol, yükseklik gibi) bulunmadığı ve dava konusu edilen yerlerin tümümün bitişikteki Devlet Ormanlarının devamı olduğu ve bir bütün halinde değerlendirildiğinde, yüksek eğimli ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler olduğu ve olarak adına tescili gerektiği belirtilmiş ve yerel mahkemece de, Dairenin bozma kararları doğrultusunda eldeki dosyanın davacısının da dayandığı tapu kayıtlarının uygulanabileceği yer kalmadığı kabul edilmiş ve kişiler tarafından tapu kaydı kapsamında kaldığı iddia edilen yerlerin olarak tescillerine karar verilmiştir. (Dairenin, ... sayılı bozma kararları)
(Dairenin, ... sayılı onama kararları).
Ayrıca eldeki davaya konu taşınmaz; ... dava dışı ... arasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinin, 10/12/2009 gün ve ... sayılı kesinleşen kararıyla olarak adına tesciline karar verilmiştir.
Buna göre, daha önce ve gerçek kişiler arasında görülen ve gerçek kişiler tarafından aynı tapu kayıtlarına dayanılan davalarda davacı ... taraf olmadığından kesin hüküm değil, ancak, davacının dayandığı tapu kayıtlarının taşınmazı kapsamadığı ve taşınmazın niteliğinde olduğu yönünde artık kesin nitelikte güçlü bir delil bulunduğunun kabulü ile davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm nedeniyle usûlden red kararı verilmesi hatalı ise de, verilen karar sonucu itibari ile doğru olduğundan kararın bu değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 11/04/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.