Davacılar, murisi T.K.ın davalılardan işverene ait işyerinde 1.1.2002-21.7.2005 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava nitelikçe davacılar murisinin davalı işyerinde geçen 1.1.2002-21.7.2005 tarihleri arasında Kurum’a bildirilemeyen 1150 gün çalışmasının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının davalı işyerinde 1.1.2002-21.7.2005 tarihleri arasında Kurum’a bildirilen sürelere ek olarak bildirilmeyen 1150 gün hizmetinin tespitine karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinden davacı murisi adına düzenlenen 1.4.2005 tarihli işe giriş bildirgesinin süresinde kuruma verildiği, hizmet cetveline göre 1.4.2005 tarihinden 2005 yılı 5. aya kadar 60 gün çalışmasının Kurum’a bildirildiği, işyerinin 4.3.1998 tarihinden beri 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu, İş Müfettişi’nin 26.9.2006 tarihli raporunda işyeri kapandığından tanık dinlenmediği ve murisin işyerinde uğradığı silahlı saldırı sonucu 21.7.2005 tarihinde öldüğü Sosyal Güvenlik Kurumunca olayın iş kazası olduğunun kabul edildiği, dinlenen bir kısım tanıkların 7.3.2003 ve 1.9.2003 tarihinde işe başladığına dair Jandarma’ya işverence bildirimde bulunulduğu mahkemece işyeri dönem bordrolarının istenilmediği, murisin askerlik görevini yapıp yapmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır
Somut olayda dinlenen bir kısım tanıkların 7.3.2003 tarihinden sonraki dönemde işyerinde çalıştıkları sabit olup mahkemece 7.3.2003-21.7.2005 dönemi ile ilgili olarak verilen tespit kararı doğru ise de 1.1.2002-6.3.2003 dönemi yönünden dinlenen tanıkların yukarıda belirlenmiş şekilde resmi kayıtlara geçmiş ve davacılar murisi ile aynı dönem çalışmış bordro ve komşu işyeri çalışanları olduğu gösteren kayıtları getirtilmeden beyanlarına değer verilerek sonuca gidildiği ortadadır
Mahkemece yapılacak iş; 1.1.2002-6.3.2003 tarihleri arasındaki uyuşmazlık dönemine ait davalı işyerinden Kurum’a verilen dönem bordrolarının getirtilerek, bordro tanıklarını dinlemek, bordro tanıklarının bulunmadığı sürelerde ve beyanlarının yeterli olmadığı durumda, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek zabıtaca komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlar tesbit edilip beyanlarına başvurmak, muris işçinin yapmış ise askerlik görevine ilişkin sürelerinin askerlik şubesinde sorulmak suretiyle sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.