20. Hukuk Dairesi 2015/8634 E. , 2016/4317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dosya davacısı ... .... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 120 ada 21 parsel sayılı 68,36 m² yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe vasfıyla ... adına tespit edilmiş, beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhi ile birlikte bahçe ve üzerindeki binanın 2003 yılından beri ...’nun fiilî kullanımında olduğu yönünde şerh verilmiştir.
Davacı ... 30.09.2010 tarihli dilekçesiyle, lehine kullanım şerhi verilen 120 ada 21 sayılı parselin yüzölçümünün 300,00 m² olması gerekirken, 68,00 m² yüzölçümlü olarak eksik tespit edildiğini, ayrıca taşınmazın 1986 yılından beri zilyetliğinde olduğu ancak tespitte zilyetliğinin başlangıç tarihi olarak 2003 yılının yazıldığını beyanla bu hususların düzeltilmesi isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleştirilen 2010/1306 E. sayılı dosyasının davacısı ... ... 12/10/2010 tarihli dilekçesiyle, 120 ada 21 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın bir kısmı orman sınırları içerisinde kaldığı halde, bu hususun beyanlar hanesinde gösterilmediğini belirterek taşınmazın üzerindeki yapının orman sınırları içerisindeki kalan bölümünün miktarı da belirtilmek suretiyle beyanlar hanesine yazılması isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne ve ... mahallesi, 120 ada 21 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde yazılan “2003” rakamının silinmesi ile yerine “1994” rakamının yazılmasına, diğer hususlarda tespit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin talebinin görev yönünden reddine; birleştirilen dosya davacısı ... ... davasının ise görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm birleştirilen dosya davacısı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerindeki açıklamalara göre davalar, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1940 yılında yapılan orman tahdidi ile 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece davacı ...’nun ve birleştirilen dosya davacısı ... .... dava ettiği yerin kadastro tesbiti dışında olduğu (hakkında tutanak düzenlenmediği) gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; birleştirilen dosya davacısı ... ... 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastro çalışmasının askı ilân süresi içinde, 120 ada 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın orman alanına taşan bölümünün, yüzölçümü miktarı da belirtilerek kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesi (şerh verilmesi) isteğiyle dava açmıştır, açılan davanın konusu kadastro tutanağının beyanlar hanesine şerh konulması isteği olduğuna göre, bu davaya bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. Yine davacı ... lehine kullanım şerhi verilen 120 ada 21 sayılı parselin sınırlarının eksik ölçüldüğü iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davacı ...’nun dava ettiği yer hakkında tutanak düzenlenmediğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak keşifte görev alan bilirkişi raporlarına göre, davacının eksik ölçüldüğünü iddia ettiği yerin bir kısmının komşu 120 ada 20 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı bildirilmiştir, bu hale göre davacı ...’nun dava ettiği taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden söz edilemeyeceğinden davacı ...’nun davası yönünden tümden görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bilindiği üzere görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında res"en gözetilmesi gereken bir husustur.
Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilip, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, birleştirilen dosya davacısı ... ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.