Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Uyuşmazlık alacaklı tarafından İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak açılan 3.kişinin istihkak iddiasının kaldırılması istemine ilişkindir..
Dava konusu taşınır mallar 27.11.2004 tarihinde D.Sitesi ...sokak ...Blok altı B. adresinde haczedilmiştir.Bu adreste daha önce aynı takip dosyasından 05.08.2004 tarihinde haciz yapılarak bir kısım mallar muhafazaya alınmıştır. Borcun doğumu 29.4.2004-29.5.2004 tarihleri arasında düzenlenen 5 adet faturadan kaynaklanmaktadır.Davalı 3.kişi;5.8.2004 tarihinde yapılan 1.hacizden sonra 2.9.2004 tarihinde kurularak haciz adresini boş olarak 27.8.2004 tarihinde kiraladığını, borçlu şirketle aralarında bir devir ilişkisinin bulunmadığını, aralarında herhangi bir organik bağında bulunmadığı gibi çalışan sigortalı işçilerinin de aynı olmadığını ileri sürerek istihkak iddiasında bulunmuştur.Haciz sırasında hazır bulunan ve borçlu şirketin SSK’na intikal eden bordrolarda işcisi olarak bildirimi yapılan T.Y.“Burasını devraldık burası artık AST Dağıtım Ltd.Şti ne aittir,devir sözleşmesinin istenmesi üzerine de devir sözleşmesi şirket merkezinde olabilir bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.Mahkemece tanık olarak ifadesine başvurulan T. Y.borçlu şirketten Mayıs 2004 tarihinde ayrıldığını 5-6 ay sonrada davalı Ltd.ştd tarafından kurulan Cumhuriyet marketlerinde çalışmaya başladığını haciz adresine davalı ortağı F.G. ile birlikte gittiklerinde boş olduğunu, içindeki malzemelerle birlikte devir alınmadığını,haciz zaptında devir sözleşmesi şirket merkezinde olabilir şeklinde beyanda bulunmadığını ileri sürmüştür.İİK’nun 8.maddesi uyarınca haciz tutanakları aksi sabit olana kadar geçerli belgelerdendir.Tanık, T. Y.ın haciz tutanağında yer alan ifadesini duruşma sırasında soyut nitelikteki inkarı İİK’nun 8.maddesi uyarınca haciz zaptı içeriğinin aksinin ispatlandığı anlamını taşımaz.Öte yandan davalı 3.kişi borçlu şirket çalışanları ile davalı çalışanlarının aynı şahıslar olmadığını ileri sürmesine rağmen borçlu şirketin değişik adreslerindeki iş yerlerinden bildirimi yapılan ... sigorta sicil nolu T.Ö.,ile 0602200030045sigorta sicil nolu F. B.’ün aynı zamanda davalı 3.kişi çalışanı olduğu dosyada mevcut sigorta kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Haciz adresinin borcun doğumundan hatta yapılan 5.8.2004 tarihli hacizden sonra borçlu tarafından terk edilerek davalı tarafından işletilmesi danışığa dayalı iş yeri devri niteliğindedir.Davalı 3.kişi borçlunun borca batık halini bilebilecek durumda olup borçlu ile davalı arasındaki bu ilişki, ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İİK’nun 44 ve Borçlar Kanununun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği açıktır.
Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlu şirketin devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirilerek ilân edildiği ve mal beyanının verildiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur. Öte yandan alacaklı tarafından borçluya gönderilen mallar haciz adresinde davalı 3.kişi tarafından borçlu adına teslim alınmıştır.Tüm bu işlemler danışıklı olup alacaklılardan mal kaçırmaya yöneliktir.
Bu durumda; devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi, devralan davalı Borçlar Kanununun 179. maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan, davanın kabulu gerekirken reddi usul ve yasaya aykırıdır. .
O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı(Alacaklı) iadese, 17.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.