20. Hukuk Dairesi 2015/6563 E. , 2016/4338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2007 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında ... köyü 101 ada 1 ve 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar, orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmişlerdir.
Davacı ..., 14.04.2008 tarihli dilekçe ile; 101 ada 1 ve 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazların adına tapuya tescili istemiyle ... Kadastro Mahkemesinde 2008/70 Esas sayılı davayı açmıştır. Anılan dava, önce aynı mahkemenin 2007/66 Esas sayılı davası ile birleştirilmiş daha sonra tefrik edilerek 2015/6 Esasa kayıt edilmiştir.
Mahkemece; kadastro sırasında 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit edildiği, .... Kadastro Müdürlüğünün taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine, dava konusu 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılıp 18.09.2007-17.10.2007 tarih aralığında ilân edilerek kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ile bakılacak dava türleri de aynı Kanunun 26.maddesinde sayılmıştır.
Dosya kapsamından; çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... ilçesi, ... köyünde orman parsellerine ilişkin kısmî ilânın 18.09.2007-17.10.2007 tarih aralığında yapıldığı, genel arazi kadastrosunun 18.03.2008-16.04.2008 tarih aralığında ilân edildiği, temyize konu davanın ise çekişmeli 101 ada 1 ve 3 sayılı orman parsellerine ilişkin kısmî askı ilân süresinden sonra 14.04.2008 tarihinde açıldığı, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tutunak suretinde Kadastro Mahkemesinin 2007/66 Esasında davalı olduğu şerhi bulunmakta ise de anılan davanın Orman Yönetimi tarafından 101 ada 1 parselin sınırında bulunan kültür arazilerine yönelik açılan dava olduğu, 101 ada 1 parselin davaya konu olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, orman parsellerine ilişkin kısmî askı ilân süresinden sonra açılan davanın, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır.
563 - 2016/4338
Kabule göre de 101 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara yönelik dava açıldığı halde mahkemece 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmaması da doğru değildir. Diğer taraftan davanın niteliğine göre, husumetin Hazine ve Orman Yönetimine yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan ... hasım gösterilmiş ise de dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin ... değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece kadastro müdürlüğüne yöneltildiğinden sözedilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanma yararlanma hakkı ...Müdürlüğüne ait olduğundan mahkemece temsilde yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın Hazineye ve Orman Yönetimine yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmesi gerekirken davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi de usûl ve kanuna aykırı olup anılan husus görevli mahkemece gözetileceğinden bu aşamada değinilmekle yetinilmiştir.
O halde davanın kısmî askı ilân süresi içinde açılmadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın görev yönünden reddine, çekişmeli 101 ada 1 ve 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara ait tutanak asıllarının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.