1. Hukuk Dairesi 2015/2320 E. , 2015/8542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : HATAY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2013
NUMARASI : 2011/488-2013/307
Taraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.06.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Z.D ile diğer temyiz eden vekili Avukat Ü Ş geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .. .. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl ve birleşen dava ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı asıl davada, davalı ile 1/2"şer oranda paydaş oldukları 27 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 23, 29 ve 33 numaralı bağımsız bölümlerin davalı tarafından 1998 yılından bu yana kullanıldığını, payına karşılık gelen gelirin ödenmesi isteklerinin kabul edilmediğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında talebini ıslah etmiş, birleşen davada İskenderun ilçesi 709 parsel sayılı taşınmazdaki 2 numaralı bağımsız bölüm yönünden ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak ecrimisil koşullarının oluşmadığını, davacı tarafından da başka taşınmazların kullanıldığını ve bu taşınmazlar yönünden takas-mahsup gerektiğini belirterek davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece; birleşen dava yönünden önceki verilen kararın kesinleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, asıl dava yönünden 27 parsel sayılı taşınmazdaki 23,29 ve 33 numaralı bağımsız bölümler yönünden mahsup nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 1 numaralı bağımsız bölüm yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince; davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı tarafın temyiz itirazları yönünden ise; bozma ilamına uyulmakla birlikte bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece son bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda; birleşen dava yönünden önceki verilen kararın kesinleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, asıl dava yönünden 27 parsel sayılı taşınmazdaki 23,29 ve 33 numaralı bağımsız bölümler yönünden mahsup nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 1 numaralı bağımsız bölüm yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
./..
Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış haklar doğacağı, öte yandan mahkemenin de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapması gerekeceği tartışmasızdır.
Ne var ki mahkemece bozma ilamına uyulmasına ve bozma ilamında izlenmesi gereken yol açıkça belirtilmesine rağmen bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir. Şöyleki; hükmüne uyulan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2010/16533 Esas, 2011/905 Karar sayılı bozma ilamında; davacı tarafın talep ettiği toplam ecrimisil bedelinin dönemler halinde açıklaması, zamanaşımına uğrayan tarihler yönünden hesaplanacak ecrimisil miktarlarının düşülmesi ve bakiyelerine hükmedilmesi gerektiği, öte yandan takas-mahsup isteminde her yıl için ayrı ayrı karşılaştırma yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği hususu vurgulanmasına karşın, yıl bazında değerlendirme yapılması yerine taşınmaz bazında değerlendirme yapılarak hüküm oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, her yıl için talep edilen ecrimisil miktarı ve her yıl için mahsup edilecek miktar nazara alınarak, yıl bazında talep ve savunmanın değerlendirilmesi, her yıl için belirlenen ecrimisilden ait olduğu yıl için mahsup işlemi yapılması, yıl bazında ecrimisil miktarı yönünden infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 1.100.00."er-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.