Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/22156
Karar No: 2015/8545

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/22156 Esas 2015/8545 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/22156 E.  ,  2015/8545 K.

    "İçtihat Metni"

    ESAS NO : 2013/22156
    KARAR NO : 2015/8545
    T.C.
    YARGITAY
    MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/06/2013
    NUMARASI : 2012/395-2013/419

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.06.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat G.Ş ile temyiz edilen vekili Avukat H.M. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . .. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 19 parsel sayılı taşınmazdaki 18 numaralı bağımsız bölümü, eşi olan davalıya ileride tekrar devredilmek üzere aslında bedelsiz olarak satış suretiyle tapuda devrettiğini, işlemin mutlak muvazaa nedeniyle yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, buna ilişkin yazılı sözleşme bulunduğunu ileri sürerek tapu iptal ve adına tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, iddiaların doğru olmadığını, ibraz edilen yazılı belgelerin sahte olduğunu, çekişme konusu taşınmazın satışının gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; iddianın ibraz edilen yazılı belgeler ile kanıtlandığı, belgelerin boş olarak imzalandığı savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 238 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki tripleks konut vasıflı 18 numaralı bağımsız bölümün, davacı adına kayıtlı iken 27.10.2006 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.

    ./..
    Bilindiği üzere; Muvazaa kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazen aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa). Veya gerçek iradelerine uygun olarak yaptıkları sözleşmeyi iradelerine uymayan görünüşteki bir sözleşme ile gizlemektedirler (nisbi muvazaa) Yanlar, ister salt bir görünüş yaratmak için, ister başka bir sözleşmeyi gizlemek amacıyla, sözleşme yapsınlar görünüşteki sözleşme gerçek iradelerine uymadığından, tabandaki sözleşmede tapulu taşınmazlarda şekil koşullarını taşımadığından geçersizdir.
    Her ne kadar, muvazaayı düzenleyen 6098 s. Türk Borçlar Kanunun 19. (818 s. Borçlar Kanunun 18.) maddesinde ve öteki kanun hükümlerinde muvazaalı sözleşmelerin hüküm ve sonuçları hakkında bir açıklık bulunmamakta ise de; taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi doğurmayacağı, muvazaanın varlığının hiçbir süreye bağlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurulması gerektiği, belirli bir sürenin geçmesi, sebebin ortadan kalkması veya ilgililerin olur (icazet) vermesi ile geçerli hale gelmeyeceği, uygulamada ve bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmektedir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescil yolsuz bir tescil hükmündedir. Tapuda yapılan temlik ve tesciller illi işlemler olduğundan tapunun dayanağı sözleşme geçersiz ise tapu kaydının da Türk Medeni Kanunun 1025. maddesine göre iptali gerekir. Ayrıca muvazaalı sözleşmeler yapıldığı andan itibaren taraflar arasında hüküm ve sonuç doğurmayacağından açılan dava sonunda verilen karar, yenilik doğurucu (inşaî) bir hüküm değil, açıklayıcı (ihdasî) bir hüküm durumundadır.
    Öte yandan, muvazaanın varlığını iddia eden taraf veya bunların ardılı (halefi) sıfatı ile hareket eden, başka bir anlatımla sözleşmenin yanlarından birine teb"an dava açan kişi Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Senede bağlı bir sözleşmeye karşı muvazaa iddiası, 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunun (HMK) 200 ve 201. (1086 s. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) 288 ve 290.) maddelerinde belirtildiği üzere ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Sözleşme aynı kanunun 203. (HUMK"nun 293.) maddesinde sözü edilen yakın akrabalar arasında yapılmış olsa dahi, muvazaanın yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Böyle bir sözleşmenin resmi şekilde yapılması halinde bile olayın özelliği itibariyle adi yazılı delilin yeterli olacağı öğretide ve kararlılık kazanmış yargısal içtihatlarda ortaklaşa kabul edilmiştir. İşte bu görüşten hareketle, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında taraf muvazaası ve takma ad (namı-müstear) davalarında iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceği kabul edilmiştir.
    Somut olaya gelince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 5.2.1947 tarih ve 20/6 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği tartışmasızdır. Dosyaya davacı tarafından 27.10.2006 tarihli biri “Belge” başlıklı el yazısı diğeri daktilo ile düzenlenmiş belgeler ibraz edilmiştir. Davalı, bu belgelerin altındaki imzaların kendisine ait olduğunu, ancak ... İnternasyonel Sağlık Hizmetleri ve Tic. Ltd.Şti’nin mesul müdürü olduğunu ve bu nedenle şirket işleri için bir çok belgeyi imzaladığını, ancak belgelerin üzerinin kes-yapıştır yöntemiyle oluşturulduğunu savunmuştur.

    ./..


    Gerçekten de belgelerden birinin altında; davalının kaşesi, mesul müdür yazısı ve altında imzası, diğerinde ise .. İnternasyonel .. Hizmetleri ve Tic.Ltd.Şti logosu, isim ve imza yer almaktadır.
    Hal böyle olunca; belge asılları ile birlikte dosyasının Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi, her iki belgenin kes-yapıştır yöntemiyle oluşturulup oluşturulmadığı hususunda ve el yazısı ile olan belgedeki yazının davalının eli ürünü olup olmadığını saptayan rapor düzenlenmesinin istenmesi, belgelerin kes-yapıştır yöntemiyle oluşturulmadığının saptanması halinde altındaki imzaların davalıya ait olması nedeniyle, 5.2.1947 tarih ve 20/6 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge olduğu gözetilerek davanın kabul edilmesi, aksi halde ayrıca davacının yemin deliline dayandığı da gözetilerek bu delile başvurulup başvurulmayacağının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428. Maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi