Davacı, 20.4.1982-23.9.1985 tarihleri tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 20.04.1982-23.09.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı yasaya göre Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile eksik primlerinin tamamlattırılarak yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 20.04.1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayanılarak zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu, zorunlu sigortalılığının vergi kaydının silindiği 31.12.1983 tarihine kadar devam ettiği, davacının 1.3.1979-31.12.1983, 1.9.1993-9.11.1993, 28.11.1994-7.11.1996 tarihleri arasında ve 1.4.2003 tarihinden itibaren devam eder şekilde Vergi kaydı ile 12.4.1979-29.7.2005 tarihleri arasında Oda kaydının bulunduğu ve Esnaf ve Sanatkar Sicili kaydının bulunmadığı, 1992 ve 1997 aflarından yararlanarak 23.9.1985 tarihinden itibaren 29.4.2005 tarihine kadar prim ödediği, askerlik borçlanmasını bitirdiği, 7.1.1995-2.8.1996 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi 287 gün çalışmasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Gerçekten; davacının önceden Bağ-Kur’a tescili bulunduğundan, Kurumca hiçbir araştırma yapılmaksızın davacı zorunlu sigortalı sayılarak prim borçlarını tecil ve taksitlendirme ile tahsil edip uzunca süre kullanan, davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurumun, davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır.
Yargıtay H.G.K.’nun 01.10.1997 gün, 1997/10-578 E., 1997/758 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; davacının, Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primi alınan ve uzunca süre kullanılan süreler bakımından zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gerekir.
Yapılacak iş; davacıdan 1992 ve 1997 yıllarında tahsil edilen primlerin ihtilaf konusu 20.4.1982-23.9.1985 dönemini karşılayıp karşılamadığını Kurumdan sormak ve alınacak cevaba göre yaşlılık aylığı koşullarının oluşup oluşmadığını tartışarak elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.