Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.1.1995-31.05.2003 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitiyle, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, yetkisizliğine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının davalı şirkete ait işyerinde 1.1.1995-31.05.2003 tarihleri arasında çalıştığının tespiti ile bir kısım işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı işveren şirketin merkez adresinin Bakırköy"de bulunduğu, davacının Osmaniye"de çalıştığından sözedilmediği, davalı şirketin Osmaniye"de şubesinin de bulunmadığı gerekçesiyle davalı işveren şirketin yetki itirazının kabulüyle davaya bakmaya Bakırköy İş Mahkemesinin yetkili olduğuna, mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın yetkili Bakırköy İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Belli kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklara veya belli bir çeşit uyuşmazlıklara bakmak için özel kanunlarla kurulmuş olan mahkemelere özel mahkemeler denir. İş Mahkemeleri özel mahkemedir. Her özel mahkemede uygulanacak yargılama usulü hakkında özel kanunları ile bazı özel usul hükümleri konulmuştur. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunundaki özel usul hükümlerinden biriside yetki ile ilgilidir.
Uyuşmazlık, yöntemince yapılan yetki itirazı sonucu, yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, belirgin olarak 5521 sayılı Yasa"nın 5.maddesidir.
Anılan maddeye göre, İş Mahkemelerinde açılacak her dava açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi,işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir.Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz. Maddenin açık hükmüne göre davacının iki seçimlik hakkı vardır. Birincisi, davalıların Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde, diğeri de, işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede dava açmasıdır .
5521 sayılı Yasa"nın 15. maddesinde ise bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
HUMK. 9/2 maddesine göre davalı birden fazla ise, dava bunlardan birinin ikametgahının bulunduğu mahkemede açılıp görülebilir Anılan Yasa"nın 17. maddesinde ise hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu taktirde o şubenin muamelesinden dolayı o şubenin bulunduğu mahaldeki dava ikame olunabilecektir.
Somut olayda davalı şirketin merkez adresinin Bakırköy"de bulunduğu, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının Osmaniye ilinde İl Müdürlüğü var ise de davacının Adana İl Müdürlüğü sigortalısı olduğu, ancak hernekadar dava dilekçesinde davacı tarafça işin görüldüğü yer açıklanmamış ve mahkemecede yargılama sırasında bu husus davacıya veya vekiline açıklattırılmamış ise de davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde işin görüldüğü yerin Osmaniye olduğu ileri sürülerek davacının pazarlamacı olarak çalışırken sattığı bir ürünün garanti belgesini temyiz dilekçesine eklenmiş olup bu garanti belgesinde İ. Temizlik Robotunun Satış Merkezlerinden birinin de Osmaniye İli, A. Caddesi, G. Pasajı, Kat 1, No : 6 adresinde bulunduğu görülmektedir.
İşin görüldüğü yerin Osmaniye olması halinde 5521 sayılı Yasa"nın 5.maddesi gereğince Osmaniye İş Mahkemesinin yetkili olduğunun kabulü gerekir.
Yapılacak iş; işin görüldüğü yerin Osmaniye olup olmadığının tespiti açısından öncelikle bu konudaki tarafların delilleri sorularak bu deliller toplandıktan sonra işin görüldüğü yerin Osmaniye olup olmadığını ve mahkemenin yetkili olup olmadığını belirleyerek bir sonuca varmaktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 7.7.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.