16. Hukuk Dairesi 2015/5271 E. , 2016/2790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 12 ve 107 ada 11 parsel sayılı 171.486,08 ve 1.571.037,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın mera vasfında iddiasına dayanarak dava açmıştır. Birleşen dosya davacıları ... ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların bir kısmının adlarına tapuya kayıt ve tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 107 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile fen bilirkişi raporunda A9 -1070061-1070058-1070615 rakamları ile belirtilen alanın aynı ada son parsel numarası ile davacılar ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişi raporunda A9-1070061-A1-A2 rakamları ile belirtilen alanını aynı ada son parsel numarası verilerek müdahil davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen kısmın mera vasfı ile sınırlandırılarak orta malı olarak özel siciline yazılması ile 106 ada 12 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile taşınmazın mera vasfı ile sınırlandırılarak orta malı olarak özel siciline yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 107 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde (A) harfi ile gösterilen alanın mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişi beyanları ve ziraat bilirkişi raporu gerekçe gösterilerek mera vasfında olmadığı, diğer taşınmazların ise mera vasfında olduğu kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Kabul edilen kısma yönelik olarak mahkemece ziraat bilirkişi raporunda şahıslar adına tespiti yapılan 107 ada 11 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının mera taşınmazının devamı niteliğinde olduğu belirtildiği halde mahkemece bu kısma yönelik olarak kabul kararı verilmiştir. Mahkemece yöreyi iyi bilen tarafsız mahalli bilirkişileri dinlenmediği, 3"lü ziraat bilirşkişisinden rapor alınmadığı gibi kabul kararı verilen taşınmaz Çoruh Nehri kıyısında bulunduğu halde kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığı hususu da araştırılmamıştır. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmazın bulunduğu yerde varsa mera tahsis karar, ekleri ve haritaları getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı
bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, mahkemenin, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı, hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK"nın 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılık giderilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmazların konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, dava konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunup bulunmadığı araştırılmalı, yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın öncesinin mera olduğu ya da kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığının anlaşılması halinde meralar ve kıyı kenarda bulunan taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de, mahkemece 107 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile fen bilirkişi raporunda A9-1070061-1070058-1070615 rakamları ile belirtilen alanın aynı ada son parsel numarası ile davacılar .... ve ... adına, A9-1070061-A1-A2 rakamları ile belirtilen alanını aynı ada son parsel numarası verilerek müdahil davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş ise de, kabul edilen kısımların hükümde miktar ve metrekare olarak gösterilmemesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.