1. Hukuk Dairesi 2014/8761 E. , 2015/8790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2011/316-2013/329
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davalı Serap yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, 9 numaralı bağımsız bölüm yönünden davanın reddine, 10 numaralı bağımsız bölüm yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, elbirliği halinde malik oldukları 296 ada 25 parsel sayılı taşınmazdaki 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin tamamının mirasbırakanları Eyüp ve Zühre"nin ölümünden itibaren davalılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, 10 numaralı bağımsız bölümde Olcay ve Şermin’in ikamet ettiklerini, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, 9 numaralı bağımsız bölümün kullanılmadığını, Serap’ın uzun süre önce evlenerek taşınmazdan ayrıldığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "" 9 numaralı bağımsız bölüm yönünden iddia kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ancak davalılarca kullanılan 10 numaralı bağımsız bölüm yönünden pay oranında elatmanın önlenmesine ve taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi dava tarihinden eldeki dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisile karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle "" bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne dair verilen karar bu kez Dairece, "" ecrimisil yönünden kurulan hükmün doğru olduğu, yargılama sırasında görülüp kesinleşen ortaklığın giderilmesi davası neticesinde 10 numaralı bağımsız bölümün davalı Olcay tarafından satın alındığı, bu durumda davacıların kayda dayalı bir hakları kalmadığından elatmanın önlenmesi isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı Serap"ın çekişmeli taşınmazları dava açılmadan önce terk ettiği dikkate alınarak bu davalı bakımından davanın reddine karar verilmesi, harcı tamamlanan ve davacıların payına isabet eden dava değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği "" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak, davalı Serap yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, 9 numaralı bağımsız bölüm hakkındaki iddia kanıtlanamadığından davanın reddine, 10 numaralı bağımsız bölüm yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
./..
Hemen belirtilmelidir ki, bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bozmada işaret edilen ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak davanın sonuca bağlanmasından ibarettir.
Ayrıca, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297/2. maddesinde, hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almıştır.
Somut olayda, mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, davadaki her bir istek bakımından hüküm kurulmuş değildir. Davacılar dava tarihinde 10 numaralı daireye ilişkin talepleri yönünden davada haklı bulunmuş olup, yargılama sırasında taşınmaz el değiştirdiği için elatmanın önlenmesi davası konusuz kalmıştır. Bu durumda 10 numaralı daire yönünden davalılar Olcay ve Şermin dava açılmasına sebebiyet verdiklerinden harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerektiği kuşkusuzdur. Oysa mahkemece, harç ve yargılama giderlerinin tamamının davacılar üzerinde bırakılması ve davacılar lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir. Öte yandan 9.5.2011 tarihli bozma ilamında ecrimisil isteği yönünden mahkemece verilen kararın doğru olduğuna değinilmiş ise de, bozmadan sonra bu istek yönünden herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
Hal böyle olunca, 10 numaralı bağımsız bölüme ilişkin ecrimisil isteği yönünden bir hüküm kurulması, elatmanın önlenmesi ve kabul edilen ecrimisil bedeli yönünden davacıların dava tarihinde haklı oldukları dikkate alınarak harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin kabul edilen/reddedilen dava değeri üzerinden oranlanmak suretiyle davacı ve davalılar Şenay ile Olcay"dan tahsil edilmesine karar verilmesi gerekirken bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK"nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.