3. Hukuk Dairesi 2021/5295 E. , 2021/8660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı Şirket ile 15/02/2011-14/02/2014 tarihleri arasındaki dönem için 3 yıllık ekmek büfesi kira sözleşmesi imzalandığını, söz konusu satış büfesinin davalı ... tarafından yol yapım kararı neticesinde 01/07/2011 tarihinde yıkıldığını, davalılara yeni bir yer tahsisi için gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını iddia ederek; kiralananın yıkıldığı tarih ile kira sözleşmesinin bitiş tarihi arasındaki dönemde uğradığı kar kaybı nedeniyle şimdilik 10.000 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş ıslah dilekçesiyle talebini 58.433 TL’ye artırmıştır.
Davalı şirket: davacıyla diğer davalı ... ile imzalanan sözleşmeye dayanılarak büfe kullanım sözleşmesi yapıldığını, ancak belediye ile yapılan sözleşmenin 7. maddesinde yer alan “ekmek satış büfelerinde herhangi bir artırım ve yer değişikliği yapılamayacağı, onarım ve yer değişikliğinin de ancak Antakya Belediyesi İmar İşlerinin yazılı izni ile yapılabileceği” yönündeki düzenleme ile büfeye dair yetkisinin kısıtlandığını, yetki ve sorumluluğu diğer davalı belediyenin üstlendiğini, kusuru ve ihmali bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... yol, park, meydan gibi yerlerde kurulan büfenin kira sözleşmesine dayalı olarak verilmiş olsa dahi sakıncası belirlendiğinde büfe yeri iptal edilerek tahsis işleminin geri alınabileceğini, davacı ile diğer davalı şirket arasında imzalanan sözleşme dolayısıyla davalı belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilen davanın reddine dair karar, davacının temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25/09/2013 tarihli ve 2013/1740 E. 2013/12946 K. sayılı kararıyla; taraflar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesinden kaynaklanan özel hukuk ilişkisi olduğu ve bu nedenle görevli yargı yerinin adli yargı, görevli mahkemenin ise sulh hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma kararına uyan mahkemece görevsizlik kararı verilerek dava dosyası, görevli Hatay 2. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kalan kira süresinde elde edebileceği muhtemel gelirin 56.940 TL olduğu, davacının işe geliş gidiş, beslenme ve diğer ihtiyaçları kapsamında günlük ortalama 20 TL gideri olacağı, net 41.340 TL kazanç kaybı olacağı gerekçesiyle; 41.340 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Davacı ve Davalı temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Her ne kadar mahkemece 02/02/2017 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de davacının kar kaybının hesaplanmasına bilirkişi raporu, hukukçu bilirkişi tarafından hazırlanmış ve hesaplama yapılırken davacının beyanları esas alınmış, farazi değerlendirmelere göre rapor hazırlanmıştır.
Buna göre mahkemece; alanında uzman bilirkişiden öncelikle taraflar arasındaki sözleşmeye göre büfede Halk Ekmek mahsulleri ve Halk Ekmekçe izin verilen ürünlerin satılacağı kararlaştırıldığından ilgili yerlerden satın alınan Halk Ekmek mahsullerine dair bilgi ve belgeler getirtilmek suretiyle kiralananın konumunda olan emsal ekmek büfelerinin ilgili dönemdeki kazançları da dikkate alınarak davacının uyuşmazlık konusu dönem kazanç kaybının hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, soyut tespitlere dayalı ve denetime elverişsiz bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-)Davalı belediyenin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
17/07/2009 tarihli işletme hakkı sözleşmesi, dava dışı Antakya İmar ve Ticaret Limited Şirketi ile imzalanmış, kiralananın işletme hakkı davalı şirkete tahsis edilmiştir. Sözleşmenin 16. maddesinde; yazılı muvafakat olmaksızın işletme hakkının devredilemeyeceği, ortak alınamayacağı ve tadilat yapılamayacağı düzenlenmiştir. Davacı, bu madde hükmü kapsamında yazılı muvafakat alındığına dair iddiada bulunmamış ve bu yönde delil sunmamıştır. Davacı ile davalı arasında imzalanan 15/02/2011 tarihli kira sözleşmesinde de davalı ... taraf değildir.
Bu durumda mahkemece; davalı belediyenin kira sözleşmesine taraf olmadığı ve bu yönde yazılı muvafakatinin de bulunmadığı, haksız fiil iddiası bakımından da yine belediyenin davacıya karşı edim yükümlülüğü altında olmadığı belediyenin kendi nezdindeki büfeye yönelik yıkım işleminin davacıya karşı haksız fiil oluşturmayacağı gözetilerek, bu davalı bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428 nci maddesi gereğince davacı ve davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.