21. Hukuk Dairesi 2019/4626 E. , 2020/2711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A) Davacı istemi :
Davacı vekili, 1995 yılındaki prim kesintisini takip eden aybaşından 31/12/2009 tarihine kadar olan dönem için 2926 s.k. sigortalılığının tespiti ile ( 1997 yılındaki 40günlük SSK lı çalışması ve 04/10/2000- 31/12/2000 arası esnaf bağkur sigortalılık süreleri hariç) aksine kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :İlk Derece Mahkemesince, " davacının 1995-04.05.2006 tarihleri arası dönem bakımından, dava devam ederken davalı kurumca sigortalılığının tescil edildiği, bu anlamda iş tarihler arası dönem bakımından davanın konusuz kaldığı, yapılan tescilin ise davanın açılmasından sonra gerçekleştiği, bu sebeple konusuz kalan kısım yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalı kurumun sorumlu olması gerektiği, davacının 20.02.2019 tarihli duruşmada 05.05.2006-31.12.2009 tarihleri arası döneme ilişkin talepleri yönünden mevcut delil durumuna göre karar verilmesini talep ettiği, bu açıdan dosya kapsamı ile iş bu talepler yönünden herhangi bir bağkur kesintisi yapıldığının ve davacının tarım bağkurlusu olduğunu ispatlanamadığı, bu sebeple iş bu tarihler yönünden davanın reddine karar verildiği" gerekçesiyle " 1-Davacının 1995-04.05.2006 yılları arası talebinin konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının 05.05.2006-31.12.2009 yılları arası talebinin reddine," karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :Davalı ... vekili, kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen Kurum aleyhine masraf ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı : Bölge Adliye Mahkemesince, " dava dosyasındaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere,vakıa ve hukuki değerlendirme ile yukarıda belirtilen gerekçe kapsamında ve özellikle, davacı adına intikal eden prim bedellerine karşın o dönemlere ilişkin sigortalılık süresinin ..."ye yansıtılmadığı gibi bu konuda yaptığı başvurunun da dava dilekçesine eklediği yazılarla reddedildiği, bu nedenle davalı ... Başkanlığı"nın davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından 1995-04.05.2006 yılları arasında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti talebine dair davanın, konusuz kaldığından bahisle mahkemece hüküm kurularak yargılama giderinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalı ... Başkanlığı aleyhine kurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle " ... 2. İş Mahkemesi"nin, 20.02.2019 tarihli, 2017/139 E, 2019/54 K. sayılı kararına yönelik davalı ... Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine" karar verilmiştir.
E)Temyiz :
Davalı Kurum vekili; istinaf talebindeki aynı gerekçelerle kararı temyiz etmiştir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 2016/12. ayda davalı kuruma başvurarak 1994/6. aya ait prim kesintisine istinaden tarım bağkurluluğunun başlatılması için talepte bulunduğu, 1994/7. ay kesintisine istinaden tarım bağkur sigortalılığının 01/07/1994 tarihinde başlatıldığı ve SSK sigortalılığının başladığı 19/07/1997 tarihe kadar devam ettirildiği, yine SSK sigortalılık süresi sonrası 01/09/1997- 03/10/2000 tarihleri arasında tarım bağkur sigortalısı kabul edildiği, 04/10/2000- 04/05/2006 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun sigortalılığı bulunduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda; davacının dava dilekçesinde dışlanmasını talep ettiği diğer sigortalılık sürelerini kurumun kabul ettiğinden çok daha az olarak yazdığı ve davacının tarım bağkur sigortalılık tespitini talep ettiği 1995- 04/05/2006 tarihleri arasındaki sürede sadece 01/09/1997- 03/10/2000 tarihleri arasında tarım bağkur sigortalısı kabul edildiğinden, tarım bağkur sigortalısı olarak kabul edildiği bu süre yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, SSK ve esnaf bağkur sigortalısı olarak kabul edildiği süreler yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde 1995- 04/05/2006 tarihleri arasındaki tüm süre yönünden davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 23/06/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.