3. Hukuk Dairesi 2016/714 E. , 2017/9075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, taraflar arasında proje üzerinden alım satım sözleşmesi imzalandığı,aradan geçen süre içerisinde müvekkilince davalılara yapılan sayısız müracaata rağmen dava konusu bağımsız bölümün oturma ruhsatının alınmadığını,belediye tarafından verilen bilgi bahsi geçen taşınmazın plan ve projeye aykırı yapıldığını, verilen yapı ruhsatının iptal edildiği, ruhsatın hükümsüz hale geldiği bu haliyle oturma ruhsatı verilemeyeceğinin beyan edildiği,davalıların kesin vadeye rağmen edimini yerine getirmediği , bu haliyle sözleşmenin diğer tarafının davalılardan ediminin ifasını beklemenin imkansız ve faydasız olduğunu, sözleşmenin feshi ile davalılara ödenen 120.000TL paranın 01.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte aksi halde dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, sözleşmenin 7.maddesi uyarınca satış bedeli üzerinden %20 oranında cezai şartın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Onat Ltd.Şti vekili ;davaya konu taşınmaz davalı şirketçe davacıya 29.03.2007 tarihinde devredildiğini, davacının talebinin 29.03.2012 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını, söz konusu taşınmazın kararlaştırılan tarihten bir seneden fazla bir süre önce davacıya eksiksiz bir biçimde teslim edildiğini, davacıya tapuda satışı yapılan ve teslim edilen bu taşınmazın dört yıldan beri ve halen davacı tarafça ticari faaliyet için kullanıldığını, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...,davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu olan taşınmazı davalı Onat şirketinin hakediş karşılığı aldığı, yüklenici sıfatında olan.... davacıya yapmış olduğu satış yönünden 6098 sayılı TBK gereği 244/3 gereği 5 yıllık zamanaşımı taşınmazın devir tarihi gözönüne alındığında dolmuş olmakla davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü kanunda yer almaktadır.
Bununla birlikte, alacaklı müteselsil borçlulara veya borçlulardan bazısına karşı dava açabilir. Bu halde davalı olan müteselsil borçlular arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, her bir davalı hakkında bağımsız dava bulunması nedeniyle, her davalı ayrı iddia ve savunmada bulunmak zorundadır. Davalılardan bir kısmının ileri sürdüğü zamanaşımı def"inin, böyle bir savunmada bulunmayan diğer davalılara sirayeti söz konusu olamaz. ( .....amanaşımı savunmasını süresinde ileri sürmeyen davalılara da bu savunmayı süresinde ileri süren davalıların durumu sirayet etmez.
Ayrıca; dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK"na göre zamanaşımı, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracı olup, yazılı yargılama usulüne tabi davalarda cevap süresi içerisinde ileri sürülmelidir.
Zamanaşımı def’inin yukarıda belirtilen süre geçtikten sonra ileri sürülmesi, savunmanın genişletilmesi anlamına gelir. Genişletilmiş olan bu savunmaya, davacı tarafça (açık veya zımni) izin verilmediği takdirde, zamanaşımı def’i incelenemez.
Somut olayda; Davacı açtığı dava ile sözleşmenin feshi ile davalılara ödenen 120.000TL paranın 01.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, davalılardan ....008 tarihinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def"ini ileri sürmüş ancak davalılardan ... davaya cevap vermemiştir.
Ne var ki,mahkemece her bir davalı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmak gerekirken, davanın tümden zamanaşımı nedeniyle reddi şeklinde tek bir hüküm oluşturulması doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
Bununla birlikte,her ne kadar mahkemece davalı ....ti yönünden taşınmazın devir tarihi (29.03.2007) göz önüne alındığında ,yüklenici sıfatında olan Onat Ltd.Şti"nin davacıya yapmış olduğu satış yönünden 6098 sayılı TBK gereği 244/3 gereği devir tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı dolduğundan bahisle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş ise de dava konusu taşınmaza ait yapı ruhsatının geçerliliğinin 28.09.2011 tarihinde de dolmuş olduğu ,davacının sonradan ortaya çıkan ayıbı(gizli ayıbı) bu tarihte öğrendiği ve 12.06.2014 tarihinde davayı açtığı anlaşılmakla, mahkemece davacının davalı Onat Ltd.Şti yönünden BK’nun 198.maddesi hükmü ile kendisine yüklenen “derhal ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini hususunun araştırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.