3. Hukuk Dairesi 2016/14220 E. , 2017/9078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün ,süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili ; müvekkili lehine ... Sanayi Bölgesi 1123 ada 5 no.lu parsel ile 1125 ada 6-7 no.lu parsellerin tahsis edildiğini, buna istinaden ... Sanayi Bölgesi Müteşebbis Teşekkül Yönetim Kurulu ile müvekkili arasında satış vaadi taksitli arsa satış sözleşmesi yapıldığını, ancak davacının süresinde inşaatı bitirip faaliyete geçmediğinden bahisle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, daha sonra 1123 ada 5 no.lu parselin davalı ..."ye, 1125 ada 6-7 no.lu parsellerin ise diğer davalı .... ŞTİ"ye tahsis edildiğini, oysa müvekkilinin sözleşmenin feshinden önce davaya konu parsellerin üzerinde bir takım inşaat ve temel çalışması ve elektrik, su gibi bir takım giderler yaptığını iddia ederek vekaletsiz iş görme ve sebepsiz zenginleşme hükümleri dahilinde 27.000TL alacağın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçeleri ile; davanın zamanaşımına uğradığını savunmuş ve esas yönünden de davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davacının alacak davasına dayanak yaptığı vekaletsiz iş görme ilişkisinin koşullarının huzurdaki dava bakımından oluşmadığının, sebepsiz zenginleşme iddiasının ise davalılarca yapılan geçerli zamanaşımı def"i nedeniyle kabul edilemeyeceğinin tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesini yapan,dairemizin 11.11.2014 tarih, 2014/10199 esas, 2014/14622 karar sayılı ilamı ile "davalılardan ... vekilinin 18.01.2008, ... "nin 30.01.2008, ...n ise 24.03.2008 tarihlerinde verdikleri cevap dilekçeleri ile zamanaşımı def"ini ileri sürdükleri,davacı vekilinin de cevaba cevap dilekçesi ile, davalıların zamanaşımı savunmasını süresinde ileri sürmediği yönünde itirazda bulunduğunu, savunmanın genişletilmesine muvafakatının olmadığını beyan etttiğini,ne var ki mahkemece; davalıların zamanaşımı savunmalarının süresinde olup olmadığı, davacı tarafın da zamanaşımı savunmalarının süresinde yapılmadığına ilişkin itirazları değerlendirilmeden davanın tüm davalılar yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hüküm tesisi doğru görülmediği” belirtilerek bozulmuştur.
./..
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, davalı Organize sanayi bölgesi müteşebbis yönetiminin 18.01.2008 havale tarihli cevap dilekçesi ile yasal süre içerisinde davacının açmış olduğu sebepsiz zenginleşme davasına karşı zaman aşımı definde bulunulduğu, davalılardan Hamza"nın 30.01.2008 havale tarihli dilekçesinin dördüncü paragrafında açıkca zamanaşımı definde bulunmuş olduğu, davalı ..."nın bu dilekçesi 24.03.2008 tarihli celsede mahkeme hakimi tarafından okunarak dosyasına konulduğu, davalı ..."nın böylece süresi içerisinde zaman aşımı definde bulunduğu ,davalı ... vekilinin ıslah dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının, davalı ... yönünden temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"a göre zamanaşımı, maddi hukuktan kaynaklanan bir def"i ve savunma aracı olup, yazılı yargılama usulune tabi davalarda cevap süresi içinde (on günlük yasal süre) ileri sürülmelidir.Zamanaşımı def"inin yukarıda belirtilen süre geçtikten sonra ileri sürülmesi savunmanın genişletilmesi anlamına gelir. Genişletilmiş olan bu savunmaya, davacı tarafça (açık ve zımni) izin verilmediği takdirde, zamanaşımı def"i incelenemez.Somut olayda, davalılardan Hamza" ya dava dilekçesi 15.01.2008 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bu davalı 30.01.2008 tarihli cevap dilekçesi ile on günlük yasal süre geçtikten sonra zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Davalının bu cevap dilekçesine karşı, davacı 31.03.2008 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile davalının bu zamanaşımı savunmasını süresinde ileri sürmediği yönünde itirazda bulunmuş, savunmanın genişletilmesine muvafakatının olmadığını beyan etmiştir. Ancak ne var ki, mahkemece, davacı tarafa, davalı ..."ya ait bu cevap dilekçesinin hangi tarihte tebliğ edildiği araştırılmadığı gibi davacının bu zamanaşımı def"ine süresi içinde karşı koyup koymadığı açıklanmamıştır.
Hal böyle olunca; mahkemece, davalı ... yönünden, davalının zamanaşımı define karşı, davacı tarafın da zamanaşımı savunmasının süresinde yapılmadığına ilişkin itirazları değerlendirilerek, sonucu dairesind e bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının, davalı ... yönünden temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.