Davacılar, iş kazası sonucu malüliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 7.000.00YTL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacılar vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.09.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat Y.S.S. ile davalılardan T.-İ. Ortak Girişimi vekili H.B.geldiler. Diğer davalı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 25.08.1993 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu bedensel zarara uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacının yargılama sırasında ölümü ile mirasçılarının katılımı ile sürdürülen yargılama sonunda; Mahkemece davacının yargılama sırasında ölümü nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının tespitinin tıbben mümkün olmadığından bahisle maddi tazminat istemi reddolunmuş ve talep gibi manevi tazminata karar verilmiştir.
Dava nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Manevi tazminatın takdirinde ve sürekli iş göremezlik oranının belirlenememesi nedeniyle meslekte sürekli güç kaybına dayalı zararın hesaplanmamasında bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle uzunca bir süre çalışamadığı, raporlu olduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın 16. maddesinde iş kazası veya meslek hastalığı dolayısıyla geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 89. maddesinde ise yatarak tedavi halinde günlük kazancın yarısı, ayakta tedavi ettirildiğine günlük kazancın 2/3 oranında ödenek ödeneceği bildirilmiştir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirde iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararında maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır. Sigortalının zararlandırıcı olay nedeni ile tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerde %100 iş gücü kaybına uğradığı kabul edilerek bilirkişi aracılığıyla maddi zarar tespit edilip SGK."ca ödenmesi gereken geçici iş göremezlik ödeneği düşüldükten sonra elde edilecek sonuca göre maddi zarar belirlenmelidir.Hal böyle olunca da maddi zararı yalnızca sürekli iş göremezlikle sınırlı olarak değerlendiren yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ortadadır.
Yapılacak iş; Davacının raporlu olduğu dönemde çalışamaması nedeniyle yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının olduğu ve bu zararında maddi zarar içerisinde olduğu kabul edilerek anılan dönemdeki davacının maddi zararını bilirkişiye hesaplattırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle maddi zarar kavramı dar yorumlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 550.00 YTL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılara yükletilmesine, 16.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi