3. Hukuk Dairesi 2016/12965 E. , 2017/9084 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, tarafların boşadığını, davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurarak araba alındığını ileri sürerek, 16 adet bilezik ile 95 adet çeyrek altının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde ise şimdilik 20.000,00 TL"nin dava tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 04.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 27.303,00 TL"ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili; davacının ziynetleri yanında götürdüğünü, 2010 yılında davalının satın aldığı aracı davacı adına tescil ettirdiğini, bir süre sonra davacının bu aracı satarak parasını kendisi için harcadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.750,00 TL"nin davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davacı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin 25.05.2015 tarih ve 2014/16999 E., 2015/9328 K. sayılı ilamı ile;
"...Somut olayda; davacı ziynetlerin davalı tarafından satılarak araba alındığını ileri sürmekte olup, davalı mahkemenin 11.06.2014 tarihli celsesinde, altınların bir kısmı ile araç alındığını, aracın satılarak aile borçlarının ödendiğini, davacının rızasının olduğunu beyan etmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davacı ve davalı tanıkları da düğünden sonra altınların bozdurulup araç alındığını beyan etmişlerdir. Davalı koca ziynet eşyalarının davacının kendi rızası ile bozdurduğunu beyan etmiş olduğundan, bu hususta ispat külfeti artık yer değiştirmiştir. Davalı iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyalarının bozdurulduğunu ispat edemedikçe iade ve tazmin ile yükümlüdür.
Mahkemece hüküm kurulurken arabanın satılması suretiyle elde edilen 11.500,00 TL"nin, eşlerin evlilik birliğinden kaynaklı borçlarına yatırıldığı belirtilerek, davacının da birlik giderlerine yarı oranında katkısı olması gerektiği belirtilerek, bu bedelin yarısı olan 5.750,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
../..
-2-
Oysa ki, mahkemece yapılacak iş, ziynetlerin bozdurularak araba alındığı sabit olduğundan ve davacının ziynetlerin bozdurulmasına rıza gösterdiğini davalının ispat edememesi de dikkate alınarak, düğünde davacıya takılan tüm ziynetlerin davacıya ait olduğu kabul edilerek, öncelikle düğünde takılan ziynetler ve bedelleri tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurmak olmalıdır." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargıma sonucunda, davanın kabulü ile;
6 adet 22 ayar burma bilezik her biri 20 gram ve gram değeri 73,00 TL"den=8.760,00 TL, 11 adet 22 ayar muhtelif bilezik herbiri 12 gram gram değeri 73,00 TL"den=9.636,00 TL, 64 adet çeyrek altın, tanesi 135,00 TL"den=8.640,00 TL, 1 adet yarım altın, 267,00 TL=267,00 TL toplam 27.303,00 TL değerindeki ziynetlerin aynen olmadığı takdirde yazılı bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Bedel ödenmesi halinde 20.000,00 TL için dava tarihinden, 7.303,00 TL için ise ıslah tarihi olan 8.3.2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Çeyrek altınlar yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
6100 sayılı HMK"nın 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Aynı kanunun 141/2.maddesinde ise "İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklinde düzenlenmiş olup, 176.maddesinin 1.fıkrasında ise, ıslah "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." şeklinde ıslahın kapsamı belirlenmiştir.
...nun 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.-2011/453 K.sayılı ilamında "Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır." ilkesi benimsenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde; 16 adet bilezik ile 95 adet çeyrek (küçük) altının aynen yada bedelinin iadesine yönelik talepte bulunduğu, ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava dilekçesinde sayılan altınların yanında 1 adet yarım altın ile 1 adet fazladan bilezik eklenmek suretiyle kıymet takdir edildiği, davacının 04.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile bedel yönünden bilirkişi raporuna göre talebini ıslah ettiği ve yerel mahkemenin de bu rapora istinaden hüküm tesis ettiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki mahkemece, davacının dava dilekçesinde ziynet eşyalarına yönelik aynen iade talebinin 16 bilezik ve 95 çeyrek altın ile sınırlı olduğu ve dava konusu edilmeyen eşyalar yönünden ıslahla talebin genişletilmesi mümkün olmadığı, kaldi ki davacının ıslah dilekçesindeki talebinin yalnızca bedel artırımına yönelik olduğu nazara alınarak davacının
../..
-3-
talep ettiği eşyalarla sınırlı olacak şekilde hüküm kurulması gerekirken; 1 adet yarım altın ve 1 adet fazla bilezik yönünden taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.