3. Hukuk Dairesi 2016/801 E. , 2017/9091 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan .... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murisleri ....ıs işletmesinde kendi nam ve hesabına iş makinası tamir ve bakım işleri ile iştigal etmekte olduğunu, 18.10.2008 tarihinde Zemin Mühendistlik - ... şahıs işletmesine ait iş makinesinin arızalanması sonucu bu şirketin yetkilisinin çağrısı üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, .... tünel inşaatı şantiyesine geldiğini, iş (delgi) makinesinin tamiri sırasında vuku bulan kaza sonuc...hayatını kaybettiğini, davalı ...04.07.2007 tarihinde davet usuli ile ... arası kara yolu tüneli inşaatı işini davalılardan ... yüklenici ......Ltd.Şti ve Zemin mühendislik - ..."a taşeron olarak bir kısım işleri yaptırdığını, davalı ..."in ise bu iş makinesini zemin mühendistlik adına kullanan ve fakat iş makinası kullanma ehliyeti bulunmayan kişi olduğunu, olay sırasında, iş sahasında gerekli önlemleri almayan ve iş güvenliği şartlarını yerine getirmeyen her bir davalının meydana gelen olaydan sorumlu olduğunu belirleterek, maddi tazminat talepleri yönünden fazlaya dair hakları saklı tutularak 1.000 er TL maddi tazminat ile davacı Tunay Deniz için 50.000,00.TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 50.000,00 er TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
-
Davacılar, 16.03.2013 havale tarihli ıslah dilekçelerinde ise, maddi tazminat taleplerini 694.282,38 TL"ye yükseltmişleri ve maddi tazminat yönünden müteselsil sorumluluk olmaması nedeniyle her davacı içn eşit miktarda artırım yapılmadığını, kusurlu davalılar için, belirlenen kusur nispatlerinden ayrı ayrı artırım yapıldığını belirtmişlerdir.
Davalı ..., kendisinin ihale makamı konumunda olduğunu ve olayda bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar .... müteveffa ile kurulan hukuki ilişkinin eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, arada işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, buna göre yüklenici olarak işinin gereği olan tüm önlemleri müteveffanın alması gerektiğini ve tüm özen sorumluluğunun ona ait olduğunu, kendilerinin meydana gelen olayda hiçbir kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını belirterek, davanı reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile;
1-Davalı ... hakkında açılan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık süre içerisinde yenilenmediğinden açılan davanın HMK 150/5 madde gereğince açılmamış sayılmasına,
2-Davalı İBB yönünden açılan davanın reddine,
3-Davacıların açmış olduğu maddi tazminat talebiyle ilgili davanın Davalı ..., İnşaat malzemeleri .... Mühendislik ve inşaat sanayi yönünden ıslah edilmiş haliyle kabulü ile davacı anne ... için 407.416,76 TL , davacı ... 49.391,60 TL , davacı Tuğçenur Dilara Bilgin için 115.759,40 TL ve davacı Tunay Deniz Bilgin için 125.714,56 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 18.10.2008 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan, tahsilde tekerrür olmamak üzre müteselsilen alınarak davacılara verilmesine
4-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüyle her bir davacı için ayrı ayrı 25.000,00"er TL manevi tazminatın Davalı ... , İnşaat malzemeleri ....ve inşaat sanayi"nden, olay tarihi olan 18.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar.... Malz. Tic. AŞ. ve .... tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Diğer temyiz itirazına gelince; davacılar, iş makinesinin tamiri sırasında desteklerinin ölümünden dolayı uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir.
Davalılar ise, haksız olarak açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Bilindiği üzere HUMK’nın 283. maddesi uyarınca; taraflar bir hafta içinde bilirkişiden eksik ve kapalılığın giderilmesi için açıklamada bulunmasını isteyebilirler,
Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez.
Somut olayda dosya içeriğinden; koparak yere düşen elektrik telini eli ile çekiştiren 12 yaşında ve ilköğretim 5. sınıf öğrencisi olan desteğin elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdiği; uyuşmazlık konusu değildir.
Davacıların maddi tazminat talepleri bakımından düzenlenen 14.03.2012 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, müteveffanın emsal ücretinin asgari ücretin 1,5 katı üzerinden esas alınarak hesaplama yapıldığı ve davacıların maddi zararının 182.368,37 TL olarak belirlendiği, bu rapora karşı bir kısım davalıların itiraz etmiş, davacı vekilince ise bir itirazda bulunulmamıştır. Davalıların itiraz üzerinde müteveffanın geliri bakımından emsal ücret araştırması yapılarak, İstanbul Oto Sanatkarları Esnaf Odası"ndan gelen cevaba göre bu kez emsal ücretin ilk bilirkişi raporunda belirlenenden çok daha fazla olacak şekilde (aylık 3.250 TL) görüş bildirildiği, davacı vekilinin 14.06.2012 günlü oturumda rapora bir diyeceklerinin olmadığını, gelen yeni kayıtlar itibariyle bilirkişiden ek rapor alınmasını beyan etmiş; 09.10.2012 günlü oturumda alınan ara karar ile dosyanın yeni bir aktüer bilirkişiye tevdi edilerek alınan 11.01.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda ise, gelen emsal ücrete göre müteveffanın aylık gelirinin 3.250 TL olduğunun kabulü üzerinden hesaplama yapılarak, davacıların toplam maddi zararının 698.282,38 Tl olarak belirlenmiş ve bu rapor yerel mahkemece benimsenerek karar verilmiştir.
Olayın gelişim biçimi ve 14.03.2012 günü dosyaya giren ilk hesap (aktüer) raporuna davacıların itiraz etmemiş olması gözetildiğinde, müteveffanın aylık gelirini, ilk bilirkişi raporunda belirlenen miktardan çok daha fazla aylık emsal ücret üzerinden ve ilk rapora itiraz eden davalıların aleyhine olacak şekilde belirleyen 11.01.2013 tarihli diğer hesap (aktüer) raporu benimsenerek karar verilmesi doğru değildir.
O halde mahkemece, serbest meslek erbabı olan desteğin emsal kazancının belirlenmesi ve ona göre destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek; (iki aktüer raporu arasında çelişki bulunduğu gözetilerek) raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek ve davalıların ilk aktüer raporuna itirazlarını da karşılayacak şekilde denetime uygun rapor alınmak suretiyle (ilk aktüer raporuna davacı tarafın itiraz etmemiş olmasının davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu da gözönüne alınarak) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (temyiz eden) davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.