10. Hukuk Dairesi 2016/18051 E. , 2017/2394 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamından sonra, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalı şirket avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 13.05.2014 tarihli karar, Dairemizin 26.10.2015 günlü ve 2014/13715 E. 2015/17724 K. Sayılı ilamıyla; “Davacı kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi ile, davacı kurum alacağının belirlenmesi bakımından gerçek zarar hesabı yaptırılması ile dosya arasındaki gelire ilişkin pşein değerli gelirler arasındaki fahiş farkın kaynağının araştırılması ile sonucuna göre gelir tutarları netleştirilerek bir karar verilmesi gereğine” işaret edilerek araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Eldeki davada dosya arasından, kazalının hak sahiplerinden eşi ...’a bağlanan gelirin dava dilekçesine ekli belgelerde 10.578,36 TL tutarlı olduğu belirtilmiş ise de, bu hak sahibine 01.02.2009 tarihi itibari ile ölüm geliri yanında ölüm aylığının da bağlandığının bildirilmesi ve 5510 sayılı Yasanın 54’üncü maddesi kapsamında ölüm gelirlerinin yarıya indirildiğinin belirtilmesi karşısında başta belirtilen değerin (10.578,36 TL) yarıya düşürülmesi gerekirken, sonradan gönderilen değerin açık biçimde ve çelişki oluşturacak şekilde fazla olan 19.835,71 TL olduğunun bildirildiği, mahkemenin de bu rakamları esas aldığı anlaşılmakta ise de, peşin değerli gelirler arsındaki bu çelişki ile sonradan gönderilen değer arasında oluşan 9.257,35 TL tutarındaki ödemenin dayanağının araştırılmasından sonra bir karar verilmesi gereğinin dikkate alınmaması isabetsiz olduğu gibi, Mahkemece ilk kararı temyiz etmeyen davalı şirket yönünden oluşan usuli kazanılmış hak durumunun da dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin değerine ilişkin çelişkinin sebebi ve ödemenin kaynağının Kurumdan sorularak, gerektiğinde, gerçek zarar hesabı bakımından bilirkişiden ek rapor aldırılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 21.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.