Davacı, 5458 sayılı Yasa"dan yararlandırılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, davacının kesinleşen tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine ilişkin mahkeme kararı dolayısıyla 5458 sayılı Yasa’dan yararlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
22.02.2006 tarihinde kabul edilen ve 04.03.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.04.2006 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 2/1. maddesinde “ 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre, 31/3/2005 tarihine kadar tahakkuk ettiği halde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar ödenmemiş olan prim ve sosyal güvenlik destek primi borçları; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içerisinde Kuruma yazılı olarak başvurmak şartıyla, prim asıllarına ödeme süresinin bitiminden itibaren 31/12/1998 tarihine kadar uygulanan oranlara göre gecikme zammı hesaplanmak; 1/1/1999 tarihinden 31/12/2004 tarihine kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan toptan eşya fiyat endeksi (TEFE) aylık değişim oranı; 1/1/2005 tarihinden yeniden yapılandırma başvurusunun yapıldığı tarihten önceki ayın sonuna kadar ise Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan üretici fiyat endeksi (ÜFE) aylık değişim oranı uygulanmak suretiyle, bu madde ve 3 üncü madde hükümlerine göre yeniden yapılandırılır ” denilmek suretiyle 31.3.2005 tarihine kadar biriken ve ödenmeyen primlerin yeniden yapılandırılmak suretiyle tahsili öngörülmüş, Bağ-Kur Yönetim Kurulunun 30.5.2006 tarih ve 327 sayılı kararıyla başvuru süresi 30.6.2006 tarihine kadar uzatılmış, 15.5.2008 kabul tarihli 5763 sayılı Yasa’nın 27. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 24. maddeye göre de 1479 sayılı Yasa ve 2926 sayılı Yasa’ya göre sigortalı olanların 31.3.2008 tarihine kadar olan prim ve sosyal güvenlik destek primi borçlarının bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde yazılı olarak başvurulması kaydıyla belirtilen şartlarla peşin veya yirmidört aya kadar eşit taksitler halinde ödeneceği belirtilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının mahkemenin 2005/639 Esas-2006/74 Karar sayılı kararıyla 1.2.1997 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verildiği, verilen bu kararın onanarak kesinleştiği, davacının 5458 sayılı Yasa’dan yararlanmak için davalı kuruma 30.6.2006 tarihinde süresinde iadeli taahhütlü posta ile başvurarak anılan Yasadan yararlanma talebinde bulunduğu, Kurumca başvurunun 3.7.2006 tarihinde kayda alındığı ve 30.6.2006 tarihinde yapılandırma süresinin sona erdiğinden bahisle talebinin reddedildiği, mahkemece de bu yöndeki istemin reddine karar verildiği, 5458 sayılı Yasa ile aynı amaçlı ve birikmiş prim borçlarının yeniden yapılandırılıp, peşin olarak indirimli veya taksitler halinde ödenmesi için 5763 sayılı Yasa’nın 27. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 23. madde ile getirilen ödeme kolaylığından davacının temyiz incelemesinde bulunan bu dava dolayısıyla yararlanamadığı anlaşılmaktadır.
Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir. Ancak devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında hüküm tarihinden sonra 15.5.2008 tarihli 26.5.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5763 sayılı Yasa’nın 27. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 23. maddesinin somut olaya uygulanacağının kabulü gerekir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren ve hükmün, kesinleşmesini engelleyen bu yeni yasanın mahkemece değerlendirilmesi için hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesien, 23.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.