16. Hukuk Dairesi 2015/5403 E. , 2016/2947 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında yer alan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 1723 parsel sayılı 17.592 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 195 ada 75 parsel numarasıyla ve 17.693,75 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1725 parsel sayılı 8.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 195 ada 77 parsel numarasıyla ve 8.555,07 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., 195 ada 75 ve 77 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki sınırın 60-70 yıldır aynı olduğunu, 1972 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında zemine aykırı olarak belirlenen sınırın uygulama kadastrosu sırasında sabit ve çekişmesiz sınır kabul edildiğini, zemindeki sınırın kesik çizgilerle gösterildiği iddiasına dayanarak 195 ada 75 ve 77 parsel sayılı taşınmazların sınırlandırma tespit ve tescillerinin iptali ile zemindeki sınıra göre tespit edilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 195 ada 75 ve 77 parsel numaralı taşınmazların uygulama tespitlerinin iptali ile, 195 ada 75 parsel numaralı taşınmazın 16.254.96 metrekare yüzölçümü ile, 195 ada 77 parsel numaralı taşınmazın 9.993.86 metrekare yüzlöçümü ile fen bilirkişi raporuna ekli Ek-2 krokide tespit olunan sınırlar esas alınarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, taşınmaz sınırlarının tek tek değerlendirmeye tabi tutulup, tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmesi faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Uygulama kadastrosunun amacı, tesis kadastrosuna ilişkin mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı gibi aynı nitelikteki uyuşmazlıklar da uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamaz. Somut olayda; mahkemece eldeki davanın 3402 sayılı Yasa"nın 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklı ortak sınırın belirlenmesine ve uygulama kadastrosunun yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, davacı 1972 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında zemine aykırı olarak belirlenen sınırın uygulama kadastrosu esnasında sabit ve çekişmesiz sınır kabul edildiğini, zemindeki sınırın kesik çizgilerle gösterildiğini belirterek 195 ada 75 ve 77 parsel sayılı taşınmazların sınırlandırma tespit ve tescillerinin iptali ile zemindeki sınıra göre belirlenmesi istemiyle dava açmış olup, davacının talebi uygulama kadastrosuna itiraz değil mülkiyet ihtilafına yöneliktir. Tesis kadastrosundan kaynaklanan mülkiyet ihtilafına ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Hal böyle olunca; dava 3402 sayılı Yasa"nın 22. maddesi 2. fıkrasının (a) bendine göre yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olmayıp, kesinleşen tesis kadastrosuna yönelik olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek dosya kapsamına ve usule uygun bulunmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.