16. Hukuk Dairesi 2020/1591 E. , 2021/1197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 258 parsel sayılı 4.442,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, ...oğlu ...’in; 259 parsel sayılı 1.617,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... oğlu...’ın; 260 parsel sayılı 6.174,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ...oğlu ...’in kullanımında olup, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıklarına dair ayrı ayrı şerh verilerek, davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., dava konusu 259 parsel sayılı taşınmazın kullanım hakkını, taşınmazda lehine kullanım şerhi bulunan... mirasçılarından dava tarihinden önce noterden satın aldığını, taşınmazın bir bölümünün kullanım kadastrosu sonucunda komşu 258 ve 260 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığını ileri sürerek, nizalı bölümlerin 259 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi, yine 259 parselin fiilen yol olan kısmının da yol olarak terkin edilmesi suretiyle, taşınmazda lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 258 parsel sayılı taşınmazın, bilirkişiler ... ve ... tarafından tanzim olunan 30.06.2014 tarihli raporuna ekli (Ek-1) nolu krokide (A) harfi ile gösterilen 949,63 metrekare, 260 parsel sayılı taşınmazın ise (B) harfi ile gösterilen 317,79 metrekarelik bölümünün taşınmazlardan ifrazı ile davacının kullanımında olan 259 parsel sayılı taşınmazla birleştirilmesine, taşınmazın beyanlar hanesine davacı ... kullanımında olduğunun şerhine, 259 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (C) harfi ile gösterilen 172,98 metrekarelik bölümünün yol olarak terkini ile paftasında yol olarak gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davalılar ... ve müşterekleri vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 258, 259 ve 260 parsel sayılı taşınmazların öncesinde bütün olup ..., ... ve ...’dan geldiği, bilahare taşınmazların adı geçen kişiler tarafından taksim edildiği, davacının fiili kullanımını devraldığı nizalı taşınmaz bölümlerinin de ...’a düşen kısım olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., tapu kaydının beyanlar hanesinde... lehine kullanım şerhi bulunan 259 parsel sayılı taşınmazın kullanım hakkını, ... mirasçılarından aldığı noterde düzenlenmiş muvafakatnamelerle 2012 yılında satın aldığını, ancak kullanımında olan bu taşınmazın bir bölümünün komşu 258 ve 260 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığını ileri sürerek, bu bölümlerin 259 parsele eklenmesi ve taşınmazın fiilen yol olan kısmının da yol olarak terkini ile taşınmazda lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Bir kısım davalılar ise cevap dilekçelerinde, davacının dava konusu ettiği taşınmaz bölümlerinin atalarından geldiğini ve yıllardır kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece mahallinde yapılan keşifte yalnızca taraf tanıkları dinlenilmiş; davacının annesi olan davacı tanığı... ..., taşınmazların dedelerinden geldiğini, dedelerinin ölümüyle kardeşler tarafından taşınmazların birlikte kullanılmaya devam edildiğini, herkesin yerinin ayrı olduğunu ve dava tarihine kadar da taraflar arasında bir ihtilaf yaşanmadığını; davacının eşi olan davacı tanığı ... ise, dava konusu taşınmazın ...’dan davacıya intikal ettiğini beyan etmiş ve tanıklar davacının iddiasına konu yerin sınırlarını zeminde göstermişlerdir. Davalı tanıkları ise, dava konusu taşınmazların ..., ... ve ...’dan geldiğini, onlara da dedelerinden kaldığını, herkesin kendi yerini kullandığını beyan ederek, taşınmazların kullanım sınırlarını zeminde göstermişlerdir. Dosya arasındaki nüfus kayıtları ve veraset ilamlarından, ... ile ...’in kardeş oldukları anlaşılmakta olup, ne var ki Mahkemece, ... ve davacı ... ile 259 parsel sayılı taşınmazda lehine kullanım şerhi bulunan...’ın, ... ve ... ile irsi bağının ne olduğu araştırılmamış, 258 parsel sayılı taşınmazın, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), 260 parsel sayılı taşınmazın ise (B) harfiyle gösterilen nizalı bölümlerinin, davacı tarafından ne zamandan beri ve ne sıfatla kullanıldığı hususunda yeterince araştırma yapılmamış, rapora ekli krokide gösterilen zeytin kırma taşı, halihazırda zeminde kalıntısı bulunan havuz ve ahırın kim tarafından, ne zaman yapıldığı da belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacı tarafa ..., ... ... ve kendisi ile ... ve ... arasındaki irs ilişkisinin saptanması yönünden gerekli nüfus kayıtlarını ve veraset ilamlarını sunmak üzere süre ve imkan tanınmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan; nizalı taşınmaz bölümlerinin kullanım hakkının kimden geldiği, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmazlar ..., ... ve ...’dan geliyorsa taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse nizalı taşınmaz bölümlerinin kime düştüğü, bu bölümlerin kim tarafından, ne zamandan beri ve ne sıfatla kullanıldığı, teknik bilirkişi raporuna ekli krokide gösterilen zeytin kırma taşı, halihazırda zeminde kalıntısı bulunan havuz ve ahırın kim tarafından ve ne zaman yapıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, nizalı taşınmaz bölümlerini komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, nizalı taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, (A) ve (B) harfleri ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümlerinde davacı lehine kullanım şerhi verilebilmesi için taşınmazların kadastro tespitinin yapıldığı tarihte davacının kullanımında bulunduğunun, davacı tarafından kanıtlaması gerektiği de düşünülmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.