3. Hukuk Dairesi 2016/20032 E. , 2017/9192 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı davada; maliki olduğu dairenin bulunduğu sitenin iki parselden oluşması ve iki parselde ayrı ayrı yönetici olması gerekmesine rağmen, tek bir yöneticinin (davalının) görev yaptığı hususuna dayanmıştır. Dosyadaki evraklardan da 3042 ve 3043 sayılı parsellerin iki ayrı parsel oldukları, dosyaya celp edilen kat malikleri kurulu kararından 26/09/2004 tarihinde alınan davaya konu kararın (su deposunun yenilenmesi, kalorifer kazanı ve yakıt tanklarının değerlendirilmesi, kullanılmayan yakıt tank ve kalorifer sistemlerinin satılması yönündeki) yerinde olmadığı ileri sürülerek uygulamaların yasal zeminde oluşturulmasını talep ve dava etmiştir.
Ümraniye Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 2006/746-760 sayılı ilâm ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosya Yargıtay incelemesi sonucu Ümraniye Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/181 sayılı esasına kayıt edilmiştir.
Bilahare davacı tarafından 19.11.2009 tarihli dilekçe ile Ümraniye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/746-760 sayılı dava dosyası için yargılamanın iadesi istenilmiş, mahkemece, yargılamanın iadesi talebi kabul edilmiş, her iki parsel için ayrı ayrı yönetim planları bulunduğu gerekçesi ile Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, bilirkişi raporuna göre de; davacının 26.09.2004 tarihli genel kurul toplantısına katılıp olumlu oy kullandığı gerekçesi ile isteğin esastan reddine karar verilmiş, bu hüküm de Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. (İstanbul Anadolu 12. Hukuk Mahkemesinin 2009/941-1047)
Yine, Ümraniye Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/181 Esasına kayıtlı dosyasında ise mahkemece; Sulh Hukuk Mahkemesinin yargılamanın iadesi talebini kabul edip yapılan yargılama sonucunda davayı esastan reddettiği, bu ret kararının kesinleşmesi sonucunda uyuşmazlığın çözümlendiği, bu davanın konusunun kesin hükümle çözümlendiği gerekçesi ile konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı cihetine gidilmiştir.
./..
-2-
Bundan sonra davacı; Ümraniye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/941-1047 sayılı dosyasına 04.07.2012-04.12.2012-23.01.2013 tarihli dilekçeler ile itiraz etmiş ve mahkemece, bu itirazlar tavzih kabul edilerek ve yerinde olmadığı gerekçeleri ile taleplerin reddine karar verilerek dosya Dairemize gönderilmiş, Dairemizin 12.05.2014 tarih 2014/7413E – 7196K sayılı ilamı ile; ""somut olayda; davacının aynı sebeplere dayanarak, açmış olduğu davaların yukarıda açıklandığı şekilde redle sonuçlandığı ve bu ret kararlarının onanmak suretiyle kesinleştiği, dolayısıyla, uyuşmazlık hakkında verilen kararın şekli ve maddi yönden kesinleştiği, kesinlik kazanan bir hükmün sonuçlarının ortadan kaldırılması şartların oluşması halinde ancak yargılamanın iadesinin ile mümkün olduğu, bunun dışında hükmün sonuçlarını ortadan kaldırmanın mümkün olmadığı, bu yola dahi müracaat edildiği ve verilen kararın kesinleştiği, bu durumda açıklanan nedenlerle temyiz, karar düzeltme ve hatta tavzih niteliğinde bulunmayan davacı taleplerinin reddine"" karar verilmiştir.
Bu kez davacı; İstanbul Anadolu 12. Hukuk Mahkemesinin 2009/941-1047 sayılı dosyasına 31.07.2014-17.09.2014-04.06.2014-28.07.2015-28.09.2015-10.10.2016 tarihli dilekçeler ile mahkemece, bu itirazlar tavzih kabul edilerek ve yerinde olmadığı gerekçeleri ile taleplerin reddine karar verilerek dosya Dairemize gönderilmiştir.
Somut olayda; davacının aynı sebeplere dayanarak, açmış olduğu davalar redle sonuçlanmış, gerek mahkemeye hitaben gönderilen dilekçeler mahkemesince, gerek Dairemize hitaben gönderilen dilekçeler de Dairemizce müteaddit defalar redle sonuçlanmış ve bu ret kararları kesinleşmiştir.
Dolayısıyla, uyuşmazlık hakkında verilen karar şekli ve maddi yönden kesinleşmiştir. Kesinlik kazanan bir hükmün sonuçlarının ortadan kaldırılması şartların oluşması halinde ancak yargılamanın iadesi ile mümkündür. Bunun dışında hükmün sonuçlarını ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bu yola dahi müracaat edildiği ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda açıklanan nedenlerle temyiz, karar düzeltme ve hatta tavzih niteliğinde bulunmayan davacı taleplerinin reddi ile dosyanın mahkemesine İADESİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.