11. Hukuk Dairesi 2016/8570 E. , 2016/8016 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/04/2016 tarih ve 2015/324-2015/324 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz edenler (borçlular) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkili iş ortaklığının talebe konu çekte lehtar ve ilk ciranta olduğunu, ancak, üç ayrı şirketten oluştuğunu, adi ortaklık niteliğindeki müvekkili iş ortaklığının tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyetinin bulunmadığını, bu nedenle aleyhine ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına talep etmiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekili, itirazın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati haciz kararında adi ortaklıkla birlikte adi ortaklığı oluşturan üç şirket de yer aldığından taraf teşkilinin sağlandığı, adi ortaklığı oluşturan üç şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiği takdirde de üç şirketi oluşturan borçlu adi ortaklığın mallarına haciz konulabileceği, sadece adi ortaklık aleyhine veya adi ortaklıkla birlikte adi ortaklığı oluşturan bir kısım şirketler aleyhine ihtiyati haciz verilmesi halinde, diğer bir deyişle taraf teşkilinin sağlanmadığı durumlarda tüzel kişiliğin önem arz ettiği, ihtiyati haciz kararının sonuçları bakımından adi ortaklığın taraf gösterilmesiyle gösterilmemesi halinde adi ortaklığın daha aleyhine bir durum söz konusu olmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati hacze itiraz edenler (borçlular) vekili temyiz etmiştir.
Talep, çeke dayalı ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak, taraf ehliyeti, bir davada veya talepte taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir.
Mülga 818 sayılı BK"nın 520, 6098 sayılı TBK"nın 620 vd. maddelerinde düzenlenen ve iki veya daha fazla kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklık olan adi ortaklığın, tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin dava ve taleplerde, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak dava ve talepler yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Dava ya da talebin konusu paradan başka bir şey ise, bütün ortaklara karşı birlikte açılması gerekirken (mecburi dava arkadaşlığı), para ise; ortaklar bu borçtan müteselsilen sorumlu olduklarından ortaklardan biri, bazıları ya da tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) açılabilecektir.
Somut olayda, alacaklı tarafından, adi ortaklığın ciranta olduğu çeke dayalı olarak hem adi ortaklık hem de adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine ihtiyati haciz talep edilmiş ve mahkemece de talep doğrultusunda karar verilmiştir. Oysa, taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece re"sen nazara alınmalıdır. Bu itibarla, adi ortaklığı oluşturan üç şirket aleyhine de ihtiyati haciz kararı verilmesi ile taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık aleyhine verilen ihityati haciz kararının sıhhat kazandığı ve bu itibarla, dava şartının oluştuğu düşünülemeyeceğinden adi ortaklık yönünden verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati hacze itiraz edenler (borçlular) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati hacze itiraz edenler yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/10/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne karşıyım.