10. Hukuk Dairesi 2015/8511 E. , 2017/2533 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi olup, davalının rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında; kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle, iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa, çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler.
Davaya konu somut olayda, sürücü ... yönetimindeki davalı ... Müdürlüğüne ait itfaiye aracı ile yangın söndürme görevinden dönerken sağa tehlikeli virajda direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde aracın devrilmesi sonucu araç sürücüsü ... ve aracın içinde bulunan ..."ın vefat ettiği, Mahkemece alınan 07.01.2013 tarihli heyet bilirkişi raporuna göre, davalı işveren in % 40 oranında, kazalı sürücü ..."nun % 60 oranında kusurlu oldukları ve araçta teknik arıza bulunmadığı belirtildiği, 19.06.2013 tarihli rapora göre ise, kazalı sürücü ..."nun % 100 oranında kusurlu olduğunun, davalının kusurunun olmadığı ve araçta teknik arıza olmadığının belirtildiği, vefat eden sigortalı ..."ın eşi tarafından açılan tazminat davası olan ... 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/420 Esas sayılı dosyasında alınan 16.09.2008 tarihli rapora göre müteveffa sürücü ..."nun kusurunun bulunmadığı, davalı işvereninin % 100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, yine hükme esas alınan müteveffa sürücü ..."nun eşi tarafından davalı ... aleyhine açılan tazminat davası olan Mersin 2. İş Mahkemesinin 2008/384 Esas sayılı dosyasında alınan rapora göre, kazanın, aracın fren sisteminin tamamen devre dışı kalması sonucu meydana geldiği, 10 yaşın üzerindeki aracın fennin ve tekniğin gereklerine uygun bakım ve onarımının yapılmaması, işçilere güvenliğini sağlayacak uygun araç ve gereç bulundurulmaması nedeniyle davalı ... % 80 oranında, uydu kayıtlarına göre aracın hızının 43 km olduğu ancak aracın en fazla 35 km hızla kullanılması gerektiği, yaşı ve tecrübesi itibariyle sürücünün sevk ve idaresindeki aracı teknik özelliğine, yol durumunun gerektiği şartlara uygun olarak kullanmaması nedeniyle müteveffa sürücü ..."nun % 20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmış olup, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin sonuca gidildiği anlaşılmıştır. Mahkemece İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişilerden fren arızasına ilişkin bilgilerde irdelenerek raporlar arasındaki çelişki giderilerek, öte yandan kazada hayatını kaybeden sürücü ... ve araçta bulunan ..."ın kusurlarının ayrı ayrı irdelenmek suretiyle yeniden kusur oran ve aidiyeti konusunda oluşa uygun kusur raporu alınmalıdır.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.