Davacı, tedavi giderinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum"un aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının yapmış olduğu tedavi giderinin davalı Kurum"dan tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece faturadaki yatak ücretinden Resmi Tarife"ye göre ödenmesi gereken yatak ücreti arasındaki fark tenzil edilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden 1.7.1991 tarihinden beri 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olan davacının 1.7.2005 tarihinde çok şiddetli ayak ağrısı ile acil olarak Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü"ne başvurduğu, 3 gün koroner yoğun bakımda kaldığı ve 7.7.2005 tarihinde taburcu edildiği, Hastane tarafından 1.7.2005-4.7.2005 tarihleri arasında Bağ-Kur Sağlık Karnesi vizesinin bulunmaması nedeniyle bu tarihler arasında yapılan tedavi ücretlerinin davacıdan tahsil edildiği davacının 6 aylık prim borcunu 4.7.2005 tarihinde tedavi devam ederken topluca ödediği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çıktığı tarihte yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa"nın Ek-12. maddesinde sigortalıların sağlık yardımlarından yararlanmaları için en az sekiz ay, yeniden sigortalı olanların ise en az dört ay eksiksiz sağlık sigortası primi ödemiş olmaları ve sağlık ve sigorta prim borcu bulunmamaları gerekir ise de burada prim borcunun ödenmesinden amaç sigortalının prim borçlarını ödeme konusunda iradesini ortaya koyması ve muntazam prim borçlarını ödemesidir. Önemsiz kabul edilebilecek eksik ödemeler sigortalıların yükümlülüklerini yerine getirmediğini göstermez. Kaldı ki; davacı 4.7.2005 prim borcunu tedavi devam ederken ödemiştir. Bu nedenle mahkemenin davacının tedavi giderini isteyebileceği yönündeki kabulü doğrudur.
İhtilaf davacının yaptığı tedavi giderlerinin ne kadarlık kısmını talep edebileceği noktasındadır.
Bağ-Kur sağlık yardımları kapsamını belirleyen 1479 sayılı Yasa"nın Ek-11. maddesinde sağlık hizmetlerinin davalı Kurumca Sağlık Bakanlığı, mahalli idareler, üniversiteler, kamu iktisadi teşebbüslerine ait sağlık tesisleri ile gerçek ve tüzel kişilerden satın alınmak suretiyle yürütüleceği, buna ilişkin usul ve esasların Kurumca belirleneceği bildirilmiş, Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardımları Yönetmeliği"nin 6. maddesinde sağlık sigortası uygulaması yapılan mahalde resmi sağlık kurum ve kuruluşlarının bulunmaması veya bu Kurum ve kuruluşlardan yeterli hizmet alınamaması halinde diğer sağlık Kurum ve kuruluşlarından sağlık hizmeti satın alınabileceği, sağlık hizmetinin yürütülmesi ile ilgili esasların, sağlık hizmeti alınacak müessese ile Kurum arasında yapılacak bir protokolle düzenleneceği, Kurumla protokolü bulunmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında
Bağ-Kur sağlık karnesi ile muayene ve tedavi görenlere Sağlık Bakanlığı"na Bağlı Yataklı Tedavi Kurumlarında Yapılacak Muayene-Tetkik-Tahlil-Müdahale-Ameliyat ve Tedavilere ait Fiyat Tarifesi (Mali Yıl Bütçe Uygulama talimatı Resmi Sağlık Kurumları Fiyat Tarifesi) üzerinden hesaplanmak suretiyle Kurumca belirlenecek esaslar dahilinde ödeme yapılacağı, fiyat tarifesini aşan kısmın Kurumca ödenmeyeceği, 7. maddesinde ise sigortalı veya hak sahiplerinin özel bir sağlık Kurumunda yatırılarak tedavi altına alınmaları halinde, vakanın aciliyeti raporla belgelenmek ve bu rapor Kurum tarafından kabul olunmak şartıyla bu sağlık Kurumlarında Yapılan Tedavi Giderlerinin Sağlık Bakanlığı"na Bağlı Yataklı Tedavi Kurumlarında Yapılacak Muayene-Tetkik-Tahlil-Müdahale-Ameliyat ve Tedavilere ait Fiyat Tarifesi üzerinden (Mali Yıl Bütçe Uygulama Talimatı Resmi Sağlık Kurumları Fiyat Tarifesi) hesaplanmak suretiyle ödeneceği bildirilmiştir.
Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü"nün özel bir sağlık kuruluşu olduğu davacının acil olarak bu tedavi Kurumuna başvurduğu açıktır. Ancak adı geçen hastane tarafından davacının yalnızca sağlık karnesi vizesinin bulunmadığı 1.7.2005-4.7.2005 tarihleri arasındaki tedavi giderlerinin davacıdan alınması 4.7.2005 tarihinden sonra yapılan giderlerin alınmamış olması bu hastane ile davalı Kurum arasında sağlık hizmeti alınmasına ilişkin bir protokol olduğu izlenimi uyandırmaktadır.
Yapılacak iş; davalı Kurum ile bu hastane arasında tedavi gideri satın alınmasına ilişkin bir protokol bulunup bulunmadığını araştırmak var ise bu protokolü ve 2005 yılına ilişkin tedavi hizmeti fiyatlarını gösteren anlaşmayı getirtmek bir hukukçu, bir eczacı ve bir kardiyoloji uzmanı hekimden oluşan bilirkişi heyetine davacının ödediği tedavi giderlerini bu anlaşmadaki fiyatlarla karşılaştırarak davacıya iadesi gereken tedavi giderini tespit ettirmek, hastane ile davalı Kurum arasında bir protokol yok ise davacının acil olarak bu özel sağlık kuruluşuna başvurduğu gözetilerek 2005 Mali Yıl Bütçe Uygulama Talimatı Resmi Sağlık Kurumları Fiyat Tarifesi gereğince davacının hak edebileceği tedavi giderini hesaplatarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve huküki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucunda yukarıda açıklanan doğrultuda inceleme yapılmadan hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınarak sonuca gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ; Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 7.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.