Davacı, davalı işveren nezdinde 1983-1995 tarihleri arası çalıştığının tespiti karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, futbolcu olarak, davalılardan K.Spor Kulübünde 15.06.1983-30.06.1985 tarihleri arasında; davalılardan A.Spor Kulübünde 4.7.1986-31.5.1988-3.12.1990-31.5.1991; 13.8.1991 tarihleri arasında ve davalılardan E. Spor Kulübünde 1.8.1988-31.5.1990; 13.8.1991-31.5.1992; 22.7.1992-31.5.1993 ve 30.7.1993-31.5.1995 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, davalılardan A.Spor Kulübünde 4.7.1986-31.5.1988-3.12.1990-31.5.1991; 13.8.1991 tarihleri arasında geçen çalışmalara ilişkin istemin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davalılardan K.Spor Kulübünde 15.06.1983-30.06.1985 tarihleri arasında; E. Spor Kulübünde 1.8.1988-31.5.1990; 13.8.1991-31.5.1992; 22.7.1992-31.5.1993 ve 30.7.1993-31.5.1995 tarihleri arasında SSK’na eksik bildirilen çalışmaların tespitine karar verilmiştir.
Gerçekten, davacının, A.Spor Kulübü dışında kalan işyerlerindeki kimi çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi ve kesintili olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Somut olaya gelince; mahkemece dosyada mevcut Türkiye Futbol Federasyonu’nun Tek Tip Profesyonellik Sözleşmeleri esas alınarak ve davacının çalışmaları konusunda somut bilgiler verebilecek, kayıtları getirtilen bordro tanığı veya komşu veya benzer işi yapan işyerlerinin kayıtlarına geçmiş tanıklar dinlenmeden, kısacası fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır.
Yapılacak iş, davacı ile aynı tarihte birlikte çalışan ve Sosyal Sigortalar Kurumu’na verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar belirlenerek, bu tanıkların bilgilerine başvurmak ve gerektiğinde davacının tesbitini istediği tarihlerde çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu olan işyerlerini belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptamak, saptanan bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişilerin, başka bir anlatımla, Bağ-Kur’da, Sosyal Sigortalar Kurumu’nda veya diğer sosyal güvenlik kuruluşlarında kayıtları olan komşu işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurulmak ve tüm deliller toplandıktan sonra, delilleri takdir edip ve sonucuna göre, Kuruma eksik bildirilen çalışma süresi varsa, bildirilen süreler dışlanmak suretiyle bu sürenin tespitine karar vermekten ibarettir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.