23. Hukuk Dairesi 2012/5490 E. , 2013/287 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada alacak, birleşen davada kooperatif üyeliğinin tespiti davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davacı-birleşen davada davalı Vek. Av. ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı Vek.Av. ...in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, borcunu ödemesi için keşide edilen ihtarnamenin 03.05.2010 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının ise cevabi ihtarnamede kooperatiften istifa ettiğini belirttiğini, dairelerin üyeler adına tescil edildiğini, 21.01.2010 tarihli genel kurulda tasfiye kararı alındığını ileri sürerek, 18.164,53 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davada ise, ferdi mülkiyete geçilerek tasfiye kararı alındıktan sonra gerçekleşen istifanın kooperatife olan borcu ortadan kaldırmayacağını, davanın kötü niyetle açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin 12.03.2010 tarihli noter ihtarnamesi ile kooperatiften istifa ettiğini savunarak, asıl davanın reddini istemiş; birleşen davada ise, müvekkilin istifasının kooperatife tebliğ edilemediğini, bunun kasıtlı olarak tebliğ alınmadığını ileri sürerek, müvekkilinin 12.03.2010 tarihi itibariyle kooperatiften istifa ettiğinin ve üyeliğinin sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; daire tapusunu alan ve aidat istenen tarihte daireyi uhdesinde bulunduran davalı istifasının yükümlülüklerden kaçma amacına yönelik olduğu, bu nedenle aidat borcunu ödemesi gerektiği, yargılama sırasında tapuyu iade etmek istemesinin bu dava yönünden hukuki değer taşımadığı, davacı kayıtlarına göre davalının kooperatife 18.364,53 TL borçlu olduğu; davalı-davacı ..."in istifasının 17.05.2010 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, zira kooperatifin adresten taşındığını belirten ...ın kooperatif başkanı olduğu gerekçesiyle, 18.164,53 TL"nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava alacağın tahsili, birleşen dava ise kooperatif üyeliğinden istifanın tespiti istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 13. maddesi; "Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir." hükmünü içermektedir. Kooperatif anasözleşmesinin 13. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur. Mahkeme de, asıl davada davalı, birleşen davada davacı ..."ın istifasının 17.05.2010 tarihinde kooperatife tebliğ edildiğini kabul etmektedir. Bu durumda kooperatif üyeliğinin istifa ile sona erdiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 81. maddesinde "Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz;" düzenlemesine yer verilmekte ise de asıl davada davalı ..., lehine olan bu hükümden yararlanmak yerine 24.06.2011 tarihinde kooperatif tarafından adına tescil edilen konutu iadeye hazır olduğunu belirtmiştir. Bu durumda, istifa ile ortaklığı sona eren ve aldığı daireyi iade etmek isteyen kooperatif üyesinden üyeliğe bağlı bir yükümlülük olan aidatın istenemeyeceğinin gözetilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı-birleşen davada davacı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınarak asıl davada davalı-birleşen davada davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.